Üniversitede aradığınızı buldunuz mu, peki?
Önceleri bulamadım tabi. Birinci seneden sonra biraz da sıkıldım açıkçası okuldan. Bu muydu benim hayalim, diye çok düşündüm, ama sabretmeliyim diye de sürekli kendimi telkin ettim. Ondan sonra da çok sevdim mimarlığı.
Problemli bir öğrencilik hayatı mı geçirdiniz?
Problemli değil, ama uzun bir öğrencilik hayatı geçirdim. 1986'da girdim okula, 1993'ün yarı döneminde mezun oldum; 6,5 yılda bitirdim yani.
Mimarlık öğrencilerine "Neden uzadı okul?" diye pek sorulmaz ama…
(Gülüyor) Daha ikinci sınıf öğrencisiyken çalışmaya başladım, çünkü bazı taraklarda bezim oldu.
Peki, bu "bazı taraklarda bezi olma durumunu" çok kurcalamadan ilk büro deneyiminizi soralım?
Mimarlık okumaya başlamadan önce de başka ofislere girip çıkmışlığım vardı, fakat mimarlığı bir meslek olarak seçtikten sonra daha başka bir gözle bakmaya başlarım sanırım.
Birinci sınıfın yazında Antalya'da Özcan Kırmızıoğlu'nun yanında çalıştım. Özcan Kırmızıoğlu akademi kökenli bir mimardır ve bence çok özel binaları vardır. Hatta şu sıralar çok gündemde olan Talya otelinin de mimarıdır kendisi. İsmi anılmadığı için ayrıca üzülüyorum.
İlk büro stajımı da bu arada yaptım. Bir sene veya ders sınırı yoktu o zaman staj yapmak için, şimdi var mı bilmiyorum.
O büroya dair ilk izlenimleriniz nelerdi?
Hoş bir tecrübeydi benim için. O sıcakta ofise gidip geliyordum, ama ne yapacağımı da çok bilemiyordum açıkçası. Özcan amca, babamın arkadaşı olduğu için bir yandan biraz rahattım, diğer yandan o da zaten benim iş yapmamı değil, sadece ortamı koklamamı istiyordu sanki. Ben de hep izliyordum.
Çalışanlar daha çok Ankara'dandı; ODTÜ'den ve Gazi'den mezun olanlar yoğundu. Güzel bir ofisti, hala orda mı bilmiyorum, ama tam Talya otelinin karşısındaki Talya apartmanındaydı. Galerisi vardı.
Benim sevdiğim müzikler çalınıyordu ofiste, özellikle TRT 3'ten. Ve sanırım ofisin diğer bir güzel tarafı da, her yerin edebiyat dergileriyle dolu olmasıydı. O dönem benim için çok önemliydi, açıkçası.
O büro beni mimarlık konusunda motive etti, yaşadığım hayal kırıklığını biraz daha törpüledi. Daha sonra da çalışmayı hiç bırakmadım. Ya yarışmalara girdim, ya yarışmalara giren hocalarıma yardım ettim, ya da part-time usulü şantiyelerde ve ofislerde çalıştım, malzeme taşıdım, boya da yaptım, becerebildiğim muhtelif imalatları da. Yani 24 yıldır mimarlık yapıyorum. "Allahım" diyorum (Gülüyor) , bunca zamandır mimarlık mı yapıyorum? Ben bile inanamıyorum bazen.