Uras + Dilekci'nin 'Diğer' Ortakları: Fikret Sungay ve Salih Küçüktuna

10 Ekim 2008

Fikret Sungay

Dört senedir Uras + Dilekci'de çalışıyorum. Daha önce biz Durmuş ile başka ofislerde farklı içerikler dahilinde çalışmıştık. Yaklaşık 12 senelik bir tanışıklığımız var; Emir Bey ile ise burada tanıştık. Daha önce hep tasarım aşamasında kalan ve uygulamaya bir türlü geçemeyen yapıları biz burada yapmaya başladık. 2004'ten beri, yani burada olduğum süre boyunca tasarladığımız binaları gerçekleştirebiliyoruz ve bu, bize keyif veriyor. Aynı zamanda prestij getiriyor.

Tasarım sürecine dahil olduktan sonra uygulama projelerinin oluşturulması ve yönetilmesine dair tüm sorumluluklar Salih ile bende. Aramızda sorumluluk dağılımı anlamında bıçak gibi kesilmiş bir ayrım yok. Bir konuyu, projeyi ilk önce kim ele aldıysa o geliştiriyor. Salih'le beraber modelleri geliştirirken onun katkısı daha çok oluyor. Emir Bey'ler ile birlikte tasarım bir noktaya kadar getiriliyor; sonrasındaki tüm koordinasyonu biz sağlıyoruz. Büroda bir son sözü söyleme durumu olmuyor; her şeye ortak karar veriliyor.

Şu anda Buyaka projesi ile uğraşıyorum. Diğer yandan Avcılar'da çelik konstrüksiyonlu bir otel projesi var. Bunlara paralel bir iki proje daha var. Dolayısıyla aynı anda 4-5 proje ile birden uğraşıyorum. Bu elbette yorucu oluyor, ama keyifli de oluyor. Çünkü burası başka ofislere benzemiyor, yorgunluk da öyle bir yorgunluk olmuyor.

Salih Küçüktuna

Bu ofisin kuruluşundan beri buradayım. Daha öncesine bakarsak 1998'den beri Durmuş Dilekçi ve 2001 yılından itibaren de Emir Uras ile birlikte çalıştım. Yani çok uzun bir geçmişimiz var. Benim yaşım Fikret'e göre daha küçük, o yüzden başka mimarlarla profesyonel anlamda bir çalışmam olmadı. Üniversite 2'inci sınıfta başladım ve o günden beri beraberiz. Bir çok şeyi burada öğrendim. Onların bu konuda bize tanıdıkları fırsatlar, insiyatif tanıma konusunda verdikleri özgürlük daha yaratıcı olmamıza olanak verdi. Bence karşılıklı güven, beklentilerin yine karşılıklı olarak yüksek olması, keyifli bir çalışma ortamı ve inanç da bunda etken. Aynı şekilde genç bir ofis olmamız da... Uras + Dilekci interaktif bir ofis; her şeye ulaşabiliyorsunuz. Ekleyip, istemediklerinizi çıkartıp geliştirebiliyorsunuz. Bu nedenle çok daha keyifli.

Biliyorsunuz, son yıllarda Türkiye'deki projeler çok değişti. Global mimarlık da böyle değişiyor, gelişiyor. Bir takım eklemeler olabilir ama ofiste kontrolsüz bir büyümenin olacağını sanmıyorum. Çünkü burada belli bir tasarım perspektifini ve kalitesini korumamız gerekiyor.

2007 yılından itibaren Uras + Dilekci'ye ortaklarıyız. Burada doğal olarak yatay bir yapılanma söz konusu. Ama proje ve fikir geliştirmede Fikret ile benim sorumluklarım biraz daha fazla. Şu anda da çok sayıda proje ile uğraşıyorum. Özellikle tasarım anlamında sorumluluklarım var ama bunları tek tek saymak çok zor.

Yine de ‘anahtar' projelerde ‘varız' diyebilirim. Çok uzun süreden beri beraber çalışmanın yarattığı avantajları sonuna kadar kullanıyoruz. 1998'den beri hepimiz tanışıyoruz ve burada bir çekirdek kadro oluşturduk. Kişisel görüşüm olarak da Emir Uras ile Durmuş Dilekçi her anlamda çok iyi birbirini tamamlayan birliktelik. İkinci kuşak olarak benzer bir birliktelik Fikret ile benim aramda da var. Bu sayede çok iyi bir iş bölümümüz var.


Emir Uras ve Durmus Dilekçi ile
Uras + Dilekci Mimarlığı
Ortaklar ve Çalışanlarla Uras + Dilekci Üzerine
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :