Buyaka

10 Ekim 2008

 

Buyaka projesinden bahsedecek olursak... Sanırım bu proje henüz tamamlanmadı ancak 2008'in başlarına doğru biteceği tahmin ediliyordu. Uygulama aşaması programa uygun mu ilerliyor?
 
DurmuşD: Kaba inşaatın %70'i bitti. Bir ay içinde alışveriş merkezini tamamlamış olacağız ve bir sene içinde açılacak. Zannediyorum ki 3-4 aylık bir gecikme var programda. Ancak Buyaka'nın esas açılışı 2010 yılı için planlanmıştı.

Buyaka projesi için şimdiye dek uyguladığınız en büyük proje diyebilir miyiz?

DurmuşD: Bu proje esasında Türkiye'de bizim ölçeğimizdeki ‘creative design' ofisleri tarafından konseptinden uygulamasında kadar yapılmış olan en büyük projedir. Tırnak içinde tekrar söylüyorum: Mimari tasarımından uygulamasına kadar bizim ölçeğimizdeki ofislerin yapmış olduğu tek iştir. Yoksa bir çok ‘corporate' grup buna benzer yüksek ölçekli yapılar yapıyor. Buyaka bu sebeple gerçekten üzerinde durulması gereken bir proje.



Projenin teklifi size nasıl geldi? Bu şansa nasıl kavuştunuz ve sonrasında nasıl ilerlediniz?

DurmuşD: Buyaka ile ilgili bize gelen ilk istek konut yapılaşmasına yönelikti. Biz de müşterimize bu arazinin özelliklerini anlattık. Yatırımcımız 8-10 ay kadar ortadan kaybolduktan sonra bize tekrar geldiğinde bizim önermiş olduğumuz mantıkta bir projenin burası için çok daha olumlu olacağına karar vermişti; biz de buna inandık. Bunun üzerine "Sizinle yol almak istiyoruz" dediler.

EmirU: Herhalde farklı ofisleri de dolaştılar, bir şeyler çizdirdiler. Ondan sonra bize geldiler.

Peki buradaki temel sorun ya da temel hedef neydi?

EmirU: Bu bir paragrafa sığdırılabilecek bir şey değil, bir süreç. Öncelikle görsel ağırlıklı çalışan bir ofisiz. Maketlerle işe başlıyoruz. Sonrasında üç boyutlu olarak bilgisayarda gözden geçiriyoruz. Ondan sonra fonksiyonlarını yükleyip nasıl çalıştığına bakıyoruz. Ama başlarken o mekana bakıp "Şuraya şöyle bir şey yapalım" demedik. Tamamen kendi kendine gelişti.

DurmuşD: Bu tip bütün ölçeği bir bütün olarak algılayan, yani yapının dış kabuğu ile içinde konsept bütünlüğü olan yapıları tasarlamak, mimarlar için çok zordur. Bizim bir süredir üzerine düşündüğümüz sorular vardı. Mesela ‘çok katlı yapılara nasıl yaklaşabiliriz'i sorguluyorduk. Katları parçalama ve yığma üzerine denemelerimiz vardı. Proje alanına baktığınızda da tüm bu düşey ve yataydaki kırılma ve yığılmalar üzerine kurulu olduğunu görüyorsunuz. Tasarım, büyük kutu fikrinin parçalanması, dağıtılması ve tekrar bir araya getirilmesi ile oluştu.

EmirU: Alışveriş merkezleri gibi dışa kapalı, içe dönük konular / yapılar yakın çevresi ile pek ilişki içine girmezler. Genellikle bir konteynır gibi yapılır; iç mekan çeşitli temalarla zenginleştirilmeye çalışılır. Ancak bu bahsettiğim zenginleştirme mimari bir operasyon değildir; tamamen eğlenceye yönelik operasyonlardır. Bizim Buyaka projesinde gerçekleştirmeye çalıştığımız şey ise, dünyada dahi sayılı olduğunu düşündüğüm heykelsi bir tavır. Yapının kendisinin belki bir sanat müzesi olarak algılanabilecek bir yaklaşımı var. Dolayısıyla bu anlamı ile bir projenin hayata geçirilmesi, mimarın çok ciddi bir savaş vermesini gerektiriyor. Çünkü yalnızca mimarın tasarlamış olması yeterli değil; tasarlananı anlayacak bir müşteri profili de gerekiyor. Bizim Buyaka'daki şansımız, bizim dilimizden anlayan bir müşteriyle karşı karşıya olmamızdı.



Peki ya müşteri size hiç kabul edemeyeceğiniz bir istekle geldiğinde...

DurmuşD: Bu bir çok röportajda soruldu. Ama bize "şunu istiyorum" şeklinde bir şeyleri dikte etmeye çalışan bir müşteri hiçbir zaman gelmedi. Proje geliştirme süreci karşılıklı bir eğitim ve beslenme sürecidir. Hiçbir zaman müşteri bizim karşımıza "Ben şunu istiyorum" diyerek gelmedi. Çünkü o müşterinin gidebileceği alternatif yerler var. Müşteri, bizim mimariye bakışımızı, o tazeliği, iddiayı ve farklılığı bilerek geliyor ve hatta ne ile karşılaşacağını merak ederek geliyor. O merak da taze tutulması gereken bir şey.

Bu gibi büyük ölçekli projelerde danışmanlık veren firmalar ile birlikte çalışmak tercih edilebilir. Böylesi bir işbirliğine gidildi mi?

DurmuşD: Biz meslekte bir çok danışmanla birlikte çalışılması gerektiğini düşünenlerdeniz. Esasında mimarlığın farklı uzmanlık alanlarına parçalanması gerektiğini de savunuyoruz. Gerek Buyaka'da gerek Zorlu ve şu an üzerine çalıştığımız diğer projelerde bir çok danışmanımız var.


Emir Uras ve Durmus Dilekçi ile
Uras + Dilekci Mimarlığı
Ortaklar ve Çalışanlarla Uras + Dilekci Üzerine
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :