Prodüksiyona mizahi bir açıdan yaklaşmamak için hiçbir neden olmadığını belirten Tylevich, "Don Giovanni'nin alçak davranışları ve oyuna hakim olan ‘kötülük yapanın sonu cehennemdir' mesajına rağmen, bu dramatik operada gülünecek pek çok şey var. Sonuçta Mozart da bunu bir komedi olarak yazmıştı" diyor.
Gehry'nın dekoru, karakterlerin arkasına gizlenebildikleri taşınır kağıt parçaları dahil, fiziksel bir hafiflik ve sadelik görüntüsü çiziyor. Bu da, 18. yüzyılın hacimli ve ağır drapeleri ile güçlü bir tezat oluşturuyor. Tabi zamane sahne tasarımları sıklıkla tarihi dekorların soyut bir uyarlaması halinde ama yine de belli bir zaman aralığına atıfta bulunan "sufle"ler, soyutlama durumunda bile yerlerini buluyor, ağırlıklarını ortaya koyuyor. Öte yandan Gehry'nin tasarımı izleyiciden, (soyutluğun yarattığı) inançsızlığı askıya almasını talep ediyor. Bu, belli bir zamana işaret etmeyi reddeden bir sahne dekoru…Belli bir havayı, ruh halini çizmektense, o havanın kendisine üstün gelmesini tercih ediyor.
Foto: Craig T. Mathew/Mathew Imaging
Aynı durum, oyunun kostüm tasarımlarını gerçekleştiren, Rodarte markasının kurucuları Kate ve Laura Mulleavy için de geçerli… Kostümlerde de herhangi bir zaman ve mekan referansı yok. Erkek başrol oyuncuları yumuşak, beyaz "zırh"lar giyiyor. Kadınlar ise fantastik eteklere sahip; tabi bunların da arkeoloji ile hiçbir bağı yok. Tövbe etmeye yanaşmayan Don Giovanni'yi cehennemin derinliklerine doğru sürükleyen ölü komutanın heykeli ise, başka bir dünyadan gelmişçesine modern ve robotik bir görüntü sergiliyor.
Fotolar: Craig T. Mathew/Mathew Imaging
Açıklayıcı bir sahne donanımına ve bağlamına yer vermeyen bu kapsamlı tasarım, oyunculara, sahneyi doldurmaları ve yüksek bir fiziksel performans sergilemeleri için büyük bir önem atfederek baskıda bulunuyor.
Gösteri boyunca yer değiştiren üç büyük beyaz küp, zafer duruşuna zemin oluşturabildiği gibi bitkin vücutların serildiği platformlar halini de alabiliyor: Bir noktada Leporello'nun dehşet ve korku içinde topallayarak kendini üzerine bıraktığı küp, aynı zamanda Don Giovanni'nin zengin sofrasına dönüşebiliyor. Dolayısıyla solistin gösterdiği sanatsal çabaya, izleyicinin, metnin ardındaki sahneyi ve buna eşlik eden "görsel"i anlamak için sarf ettiği çaba eşlik ediyor.
Oturduğunuz noktaya göre, sahne zeminindeki işaretleri, oyuncuların sahneye girmeden önceki hallerini, kağıtların kırışıklıkları ile sivriliklerini görebiliyorsunuz. Kulisteki gerçeklik ile sahneyi ayıran bir perde yok. Gehry'nin Don Giovanni sahnesi, kendisini çevreleyen, kurgusal olmayan ortamla tamamen bütünleşmiş durumda; sahne hem mimarlığı hem de onun ötesindeki atmosferi oluşturuyor. Katya Tylevich'e göre bu durum, tiyatronun "büyüsünü bozmak" yerine, operayı, içinde yaşadığımız dünya ile daha doğrudan bir ilişkiye sokuyor.
Foto: Craig T. Mathew/Mathew Imaging
New York Times yazarı Zachary Woolfe ise, Walt Disney Konser Salonu'nda sahnelenen operanın, gerek prodüksiyon gerekse lojistik anlamda "tamamlanmamış bir iş" görüntüsü çizdiğini belirtiyor. Dudamel'in yönettiği orkestranın, bu kağıttan buzdağlarının çok aşağısında ve arkasında konuşlandığından dem vuran Woolfe, Gehry'nin buruşuk yerleştirmesi ile Mulleavy kardeşlerin fütüristik kostümlerinin de daha soyut bir gösteriye uygun düşeceğini savunuyor. Solistlerin yeterince etkili bir performans sergileyememesini ise sahne ve orkestra, tasarımcılar ve yönetmen arasındaki kopuklukla ilişkilendiriyor.
Los Angeles Filarmoni'nin ikinci Mozart gösterisi "Le Nozze di Figaro" (Figaro'nun Düğünü) için seçilen isimler de yine mimarlık ve moda dünyasının zirvesinden… Frank Gehry - Rodarte ikilisini, Jean Nouvel – Azzedine Alaia çifti takip edecek.