"Yarışmalar Çok Farklı Yapı Tipolojileriyle Bizi Tanıştırdı"

28 Mayıs 2024

Lüleburgaz Terminali

Ulusal ve uluslararası birçok ödülünüz var. Bu ödüller size ne ifade ediyor; neler kazandırıyor?

SG: Bu ödüller, başlangıçta bir motivasyon kaynağıydı. İlk yıllara döndüğüm zaman bunu hatırlıyorum, bir sonrakine devam edebilmek için iyi bir motivasyondu. Sonrasında birinciliklerle birlikte inşa etme fırsatına dönüştüğünde artık başka bir şeyi tanımladı. Biz bu ödüller ve yarışmalar sayesinde mimarlık ortamında bir varlık elde edebildik. Bunu da stratejik bir şekilde inşa ettiğimizi düşünüyorum, tesadüfi şeyler değil bunlar. Temeldeki motivasyon, yarışmalar aracılığıyla bu ortamda var olup, nitelikli yapılar ortaya koyup, daha sakin, güvenilir adımlarla işi sektör tarafına da taşıyabilmekti. Bu anlamda tabii ki yarışmalar bize hem bu deneyimi sağladı hem de bu ortamı yarattı. Bugün geldiğimiz noktada bu stratejinin doğru ilerlediğini ve işe yaradığını görüyorum. Hem inşa etmek anlamında hem proje yapmak anlamında, farklı yapı tipolojilerinde ciddi deneyimler elde ettik. Bugün de özellikle sektörden geri dönüşleri ve talepleri göz önünde bulundurduğumuzda iyi bir noktada olduğumuzu düşünüyorum.

CS: Yarışmalar bizim için "virüs gibi". Belli bir süre ödül almayınca veya bir yarışma yapmayınca, kendi adıma çoğu zaman eksiklik hissediyorum. Buraya geldiğimde boş duruyormuş gibi hissediyorum. Ofiste uygulama projeleri yapılıyor, detayları çözülüyor vs. ama bir yandan da hâlâ ofiste bir eksiklik hissediyorum. Bu yüzden bırakamadığımız bir yanımız diyebiliriz yarışmalar için. Ama ben kendi adıma Türkiye'deki yarışmalarla ilgili misyonumuzu tamamladığımızı hissediyorum. Biraz daha uluslararası yarışmalarda kendimizi, sınırlarımızı zorlamak ve oralarda da bir noktada "var olma alanı oluşturabilir miyiz" arayışımız var. Ancak şöyle bir şanssızlığımız var; Türk mimarlar olarak uluslararası yarışmalara katılımımız sınırlı. Avrupa Birliği bünyesindeki ülkelerin yarışma sayısı çok olmasına rağmen dahil olamıyoruz. Bunun dışındaki dünyanın farklı noktalarında girebildiğimiz yarışmalarda kendimizi denemeyi, farklı kültürleri tanımayı seviyoruz.

Sıddık Güvendi: Şöyle bir ek yapabilirim, Cihan’ın söylediği Türkiye’deki yarışmalarla ilgili “misyonumuzu tamamladık” meselesine; ben de eskisi kadar efor sarf etmemiz gereken bir alan olduğunu düşünmüyorum. Artık aramızda bir alacak verecek kalmadı. (: Yani biz yarışmalarla ilgili yapabileceklerimizi yaptık, yarışmalardan da alabileceklerimizi aldık. Bugün ortaya çıkan ödül listesi ya da birinciliklerin sayısı, benim yeni mezun bir mimarken hayal ettiğimin ötesinde. Bu deneyimi  sektörün diğer alanlarında da ortaya koyabileceğimiz, oralarda değerlendirebileceğimiz ve yapma/inşa etme meselesine daha yakın durmamız gereken bir noktadayız gibi hissediyorum.

Yarışmalar sayesinde, iki önemli yapı inşa ettik. O zamanlar farklı bürolardaydık tabii; Türkan Şoray Kültür Merkezi ve Lüleburgaz Terminali. Ya da bugün aslında inşa edilmemiş ama bütün detaylarıyla projeleri çizilmiş önemli işlerimiz var. Bunlar inşa edilmiş olsaydı bugün görünürlük anlamında başka bir senaryodan söz ediyor olabilirdik. O anlamda şikayet edecek bir pozisyonda olduğumuzu düşünmüyorum ama “yapma” meselesinden biraz uzakta kalmış olmak bu süreçte dezavantaj oluşturdu. O yüzden artık bütün bu deneyimi inşa ederek değerlendirelim ve yaparak devam edelim istiyoruz.

Türkan Şoray Kültür Merkezi

Ama hâlâ sizi heyecanlandıran yarışmalar olduğu zaman yine yarışırsınız herhalde…

SG: Tamamen kopamayız, yarışmalar her zaman bu ofisin bir parçası olacak.

Tahmini kaç yarışmaya katıldınız? Kaçında ödül, kaçında birincilik aldınız?

SG: Cihan’la ortak olduktan sonra hesap karıştı. (: 100’ü geçmiştir katıldığımız yarışma sayısı. 80 civarı ödül, 20 birincilik kazandık.

CS: 20 birincilikten 2’si inşa edildi ama.

Bu kadar birincilik ama 2’si inşa edildi. Bu size ne hissettiriyor?

SG: Üzücü tabii. Şu açıdan üzücü; bugün inşa edilmemiş olsalar da ciddi bir deneyim olarak bu ofisi şekillendirmiş, uygulama projeleri var. Tamamlanmış, teslim edilmiş ve inşa edilmeye hazır, farklı ölçek ve tipolojilerde 6 yapı önerisi var. Hâlâ inşa edilme ihtimalleri var tabii. Tamamen uzaklaşmış olan da var ama yakın gelecekte başlama ihtimali olanlar da var.

Dolayısıyla ciddi bir deneyim kazandık ve bu deneyimin şöyle de bir güzelliği var: Bu yapı önerilerinin her birisi kapılardaki isimliklerine kadar titizlikle tasarlandı. Dolayısıyla bu bizde bir çalışma kültürü oluşturdu. Her projeyi en ince ayrıntısına kadar ele almak artık bir alışkanlık haline geldi. Bu anlamda da doğru yaş ve deneyim noktasında olduğumuzu düşünüyorum. Sektörden geri dönüşlerin de doğru zamanda gelmiş olması, bundan sonrasına dair hem nitelikli işler ortaya koymaya hem de inşa etmeye dönük olarak umut verici.

CS: Bir de şöyle bir şans bizim açımızdan, çok farklı yapı tipleri üzerinden bunu deneyimledik. Bir kamu yapısı, belediye binası olabildiği gibi bir gezegen evinin de uygulama projelerini hazırladığımız dönem oldu. Veya bir yurt projesinden kültür merkezine kadar veya bir otobüs terminaline kadar. Yani çok farklı yapı tipolojileriyle tanışma fırsatı tanıdı bize yarışmalar. Sonrasında gelen birincilikler, onun uygulamaya dönüştürülme aşaması bize farklı ölçeklerde ve farklı tipolojilerde tecrübe sağladı. Ama gelin görün ki 20 birincilikten 2 inşa... Ülkemizde bu oranın artırılması gerekiyor tabii. Hem yarışma sayısının artırılması gerekiyor hem de yarışma sonrasında kazanan projenin inşa edilme oranlarının çok daha yukarılarda olması gerekiyor. 


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :