Kuruluşundan itibaren ağırlıklı olarak yarışma pratiği üzerinde yoğunlaşan Nous Mimarlık | Tasarım kurucuları Cihan Sevindik ve Sıddık Güvendi Çat Kapı'da.
Cihan Sevindik ve Sıddık Güvendi tarafından İstanbul’da kurulan Nous Mimarlık | Tasarım; esnek organizasyon yapısı ve yarışma pratiğinin getirdiği çeşitlilik sayesinde, eş zamanlı olarak farklı ölçek ve konularda mimarlık hizmeti verebilen bir yapıya sahip.
Zamanında rakip ve aynı zamanda iyi arkadaş olan Cihan Sevindik ve Sıddık Güvendi ortaklığında üretimlerine devam eden ofis, ulusal ve uluslararası mimari proje yarışmalarında birçok ödül kazanmış ve çok ölçekli üretimlerinde devam ediyor.
Petra The Flooring Co. desteğiyle gerçekleştirdiğimiz söyleşi için Nous Mimarlık | Tasarım'a tekrar teşekkür ederiz.
Öncelikle sizleri tanıyarak başlayalım, kendinizden bahseder misiniz kısaca?
Sıddık Güvendi: 2007 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden mezun oldum. Mimarlığı neden seçtiğime dair net bir fikrim yoktu açıkçası, ama tüm tercihlerim mimarlıktı. Başlangıçta çok bilinçli bir tercih değildi, ancak bugün keyifle yaptığım bu işin doğru bir seçim olduğunu görüyorum. 2. sınıfın sonlarından itibaren büyük bir heyecan hissetmeye başladım. O zamanlar tam olarak anlamlandıramadığım bir keyif alma hali oluştu. 3. sınıf itibariyle hem öğrenci yarışmalarına katıldım hem de hocam Ayhan Usta ve ekibi ile birlikte profesyonel yarışmalarda yer aldım. 2007 yılında mezun olduktan sonra Ankara ve İstanbul'da, bazen doğrudan sektöre yönelik projelerde, bazen de yarışmalara yönelik çalışmalarda bulundum. Yaklaşık 3 yıl farklı ofislerde çalıştım. Bu süreçte deneyim kazandıktan sonra, 2011'de o dönemki ortaklarımla birlikte Kolektif Mimarlar'ı kurduk. 2020 yılında Cihan ile iş birliğine başlayana kadar bu şekilde devam ettik.
Sıddık Güvendi
Cihan Sevindik: 2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden mezun oldum. Aslında elektrik-elektronik mühendisliği veya bilgisayar mühendisliği istiyordum ve tüm tercihlerim de bu yöndeydi. Tercih döneminin son günü, babam "Beni kırma, bir tane de mimarlık yaz" dedi. Babamı kırmamak için sonlara doğru bir tercihi mimarlık olarak yazdım. Sonuçlar açıklandığında gözlerim dolmuştu; babam sarılıp "Üzülme, çok güzel bir bölümü kazandın" demişti. Mesleği pek bilmeyerek mimarlığa adım attım. Ailede ve yakın çevrede mimar da yoktu. Babam elektrik formeni olduğu için şantiyelere giderdim, ama o ortam beni çok cezbetmiyordu. Üniversitede de ilk 2 yıl pek başarılı bir öğrenci değildim.
Yarışmalarla tanışmak, mimarlığa olan tutku ve ilgimi artıran bir dönüm noktası oldu. İkinci sınıfta, üniversitedeki hocalarımızın kazandığı bir yarışmadan sonra yarışmaları keşfettim ve bu keşifle birlikte mimarlığa olan ilgim hızla arttı, başarı seviyem de yükseldi. 2010 yılında mezun oldum. Mezun olurken yarışmalara devam edeceğimi biliyordum. Bir sene başka bir ofiste çalıştım ve bu süreçte akşamları yarışma projeleri üzerinde çalıştım. İlk kazandığımız ödülden sonra, o dönemki ortağım Doğan ile birlikte istifa ederek 2012'de OfficePan Mimarlık'ı kurduk. 2020 yılına kadar OfficePan' da çalıştık. 2020 itibariyle Sıddık ile birlikte Nous'u kurduk.
Kolektif Mimarlar ve OfficePan deneyimleri size neler kazandırdı?
SG: Kolektif Mimarlar’dan önceki 3 yılın bana kazandırdığı şey, temelde, hem bireysel olarak hem de benzer ruh halindeki arkadaşlarımla bir araya gelerek kendi işimizi yapmak konusunda bir motivasyon oluşturmasıydı. O 3 yılın bu anlamda önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle öğrencilik yıllarımda Ayhan Hoca ile geçirdiğim 2 yıl çok öğretici, yoğun ve keyifliydi. Bir anlamda okul sonrası mimarlık eğitimine henüz öğrenciyken başlama fırsatım oldu.
İlk mezun olduğumda, bu öğrenme ortamını çalışacağım ofislerde de bulabileceğimi hayal ediyordum. Ancak sektörün çok da öyle işlemediğini, ofislerde kimsenin birbirine öğretecek zamanı ve motivasyonu olmadığını gördüm. Bu yüzden orada bireysel olarak çok gelişemeyeceğimi hissettim ve "bir an önce dönelim, yaparak öğrenelim" düşüncesi oluştu.
Kolektif Mimarlar, başlangıçta bir mekan ortaklığı olarak hayata geçirilen ve öğrencilikten itibaren yarışmalarla ilgilenen, farklı vesilelerle tanışmış 4 kişinin bir araya geldiği bir oluşumdu. Kısa sürede bir ortaklığa dönüştü. Ondan önceki 3 yılda da her birimiz yarışmalarla uğraşıyorduk. Akşamları, işten sonra evde çalışıyorduk. Ancak o dönemde ben hiç ödül almamıştım. Tam zamanlı olarak bu işle uğraşırsak sonuç alabileceğimizi hissediyorduk. Gerçekten de ofisin birinci yılında önce ikincilik ödülleri, sonra da bir birincilik ödülü kazandık. Bu motivasyonla, bir şeylerin olduğunu gördüğünüzde, daha heyecanlı bir şekilde sarılabiliyorsunuz.
Şişli Halide Edip Adıvar Camii yarışmasındaki birincilikten sonra motivasyonumuz, özgüvenimiz ve "bu işi yapabiliyoruz" duygusu pekişmişti. Yoğun bir şekilde devam ettik ve yarışmalardan iyi sonuçlar aldık. Özellikle genç bir ekip için Lüleburgaz Terminali gibi nitelikli bir yapıyı ortaya koyabilmek önemliydi. Ancak zaman içerisinde, özellikle genç yaşlarda kurduğunuz ortaklıklar, hedef birliği olsa bile uzun vadede aynı yolda kalamayabiliyor. Çünkü zamanla gitmek istediğiniz yeri veya yolu değiştirebiliyorsunuz. Kolektif Mimarlar bu anlamda misyonunu tamamladı ve yaklaşık 9 yıl devam ettikten sonra 2020’de yollarımızı ayırdık. Bugün, Kolektif Mimarlar’ dan doğmuş 3 ayrı ofis var, her biri başarılı bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. Hâlâ Oya ile farklı konularda birlikte çalışıyoruz, uygulama projelerimizin koordinasyonunu üstleniyor.
Lüleburgaz Şehirlerarası Otobüs Terminali
CS: Üniversite 4. sınıftayken ben de Sıddık’a benzer bir şekilde Tamer Başbuğ’un ofisinde yarışmalarla ilgileniyordum. Okul bitince askere gittim, döndüğümde ise tüm yarışmaları kazanacağım düşüncesiyle birkaç yarışmaya katıldım. Ancak, başarılı olamayınca ve bir yandan da hayatımızı devam ettirmek için bir işe girip çalışmam gerektiğinden, bir ofiste bir yıl çalıştım. O dönemde gündüzleri ofis çalışmalarına, geceleri ise yarışmalara devam ediyordum. Ödemiş Kent Meydanı ve Kültür Merkezi yarışmasında ikinci olduk. O zamanlar çok anlayışlı patronlarımız vardı; ödül aldığımızı söyleyip kendi işimizi yapmak için Doğan’la birlikte oradan ayrıldık. Doğan da yarışmalara ilgi duyuyordu. Bir süre home-office olarak yarışmalara devam ettik. Şansımız yaver gitti ve arka arkaya yarışmalar kazanarak OfficePan’ı kurduk.
En büyük rakiplerimiz Sıddık ve ekibiydi :) Bir süre sonra “rakip olacağımıza beraber çalışsak daha iyi olur” diye düşündük. Geçmişe baktığımızda, 2012’den 2020’ye kadar ayrı yaptığımız yarışmalarda ya birlikte ödül almışız ya onlar almış ya da biz almışız. Bu güzel bir çekişmeydi ve birbirimizden öğrenerek ilerledik.
Kadıköy’de, yarışmacıların projelerinin çıktılarını aldıkları bir yer var. Sıddık’la orada tanıştık. Yarışma teslim sabahı oraya giderseniz yarışmaya katılacak projelerin birkaçını görebilirsiniz. O zaman Sıddık da ödül almıştı; Şişli Camisi yarışmasında birinci olmuşlardı. Biz rakiptik ama aynı zamanda iyi arkadaş olduk. Genellikle bir yarışmayı teslim ettikten sonra, akşamında ya da ertesi gün bir araya gelir projeleri tartışırdık. Bu süreçte birbirimizden çok şey öğrendik.
Zaman içinde herkesin mimarlığa bakışı ve yapma biçimi değişiyor. İlk mezun olduğunuzdaki bakış açınız ve mimarlık yapma biçiminiz de zamanla değişir. Bu değişim, Sıddık’la birlikte bir şeyler yapmamıza vesile oldu. 2012’deki mimarlığa bakışımla 2020’de bir araya geldiğimizdeki bakış açımız farklıydı ama Sıddık’la örtüşüyordu.
Cihan Sevindik
Öncelikle, “birkaç yarışmaya beraber katılalım, yapabiliyor muyuz?” dedik. Farklı ekiplerden geliyorduk ve yapma biçimlerimiz farklıydı. Ancak, bu iki farklı ekip tecrübesi ve yapma biçimi iyi bir birliktelik oluşturdu. Bu süreç tam da pandemi öncesiydi. Başlarda uzaktan çalıştık, sonrasında bir araya gelerek çalışmaya başladık ve iyi bir uyum yakaladık. 2020’de başlayan iş birliğimiz Nous çatısı altında devam ediyor. Adını Sıddık buldu. Güzel de bir anlamı var...
SG: Nous, sezgisel akıl demek aslında. Tasarlama faaliyetinin sezgi ile olan ilişkisi, bizim tasarımdan ya da bir şeyler üretmekten anladığımız manada ilintili geldiği için böyle bir isim tercih ettik. Tabii bir mimarlık ofisine isim koymak da zormuş. Az daha Güvendi-Sevindik oluyordu, direkten döndük. (: Çünkü, bir taraftan ortak olmaya karar vermiştik ama ismini bulamadığımız için resmileştirmeyi bir süre erteledik diyebiliriz.