“Zaha Hadid projesi bizi bambaşka bir noktaya taşıdı”

08 Haziran 2012

Zaha Hadid projesinden gözleriniz parlayarak bahsediyorsunuz. Yine bunun gibi, milat olduğunu düşündüğünüz veya sizi eğittiğini, size ayrı bir prestij kattığını söyleyebileceğiniz projeler var mı?

GK: Aslında biz hiçbir zaman sıradan projelerde çalışmadık; sokak arasında 10 daireli apartman çizmedik veya semt müteahhidine proje yapmadık.

Yapmadık derken, bu konuda çok bilinçliydik de iş seçtik demek istemiyorum. Zannediyorum bu kafayı ne kadar taktığınızla alakalı bir durum. "Enerjiniz şöyle olursa şunu çeker" gibi ifadeler var ya, gerçekten bir enerji var ama başka türlü işliyor. "Enerjinin sakınımı" prensibi… Siz bir işe emek verdiğinizde, bu harcadığınız emek kaybolmuyor. Bir şekilde değişerek, dönüşerek size geri geliyor. İnsanların enerji ile söylemeye çalıştığı da bu sanırım. Belki çoğu insan bunun idrakinde olamıyor veya kelime bulamıyor. Bunu hep böyle düşündüm. Biz mesleğimize o kadar çok kafayı takmıştık ki, aklımıza hiç bir daire alıp içini yenileyip dekorasyon yapmak veya bir müteahhide 10 daireli apartman çizmek ve bu projeden ayda dört tane çizmek gelmedi. Hep başka yönlere baktık. Bazen bir toplantıya gideceğim zaman referans listesinin çıktısını alıp elime tutuşturuyorlar. Bakıyorum, sıradan hiçbir proje yok…

Geçmişe dönüp bu gururu yaşıyor olmanız çok önemli…

GK: Tabi, kendimizi çok iyi hissediyoruz. İnsanlar referans listesimize baktıkları zaman inanamıyor; "Bu kadar zamanda bu kadar proje yapmış olabilir misiniz" diyorlar. Bu gerçekten gurur verici bir şey…

Türkiye'de başlayıp, Ukrayna, Rusya gibi coğrafyalara açılıp, ekonomik nedenlerle yeniden Türkiye'ye odaklanan ve şimdi tekrar yurtdışına doğru yönelen bir portfolyonuz var. 2012 itibariyle hedefleriniz ve planlarınız nelerdir? Hangi ülkelerde iş yapmak istiyorsunuz ya da halihazırda yürürlüğe koyduklarınız var mı? Türkiye sınırları dahilinde ne gibi projelerde yer almayı hayal ediyorsunuz?

GK: Gideceğimiz yönü daha çok yatırımcılar belirliyor. Onlar nerede iş yapmak isterlerse biz orada proje yapıyoruz.

Ve bu yatırımcılar galiba yıllardan beri birlikte çalıştığınız kişiler…

GK: Beraber çalıştıklarımız da var, yeni tanışıp işbirliğine gittiklerimiz de var. Dünyadaki ekonomik hareketlere bağlı olarak, makro ve mikro düzeyde, yani dünya ve ülke bazında birtakım ekonomik hareketler oluyor ve para bu ekonomik hareketleri takip ediyor. Yatırımcı da parayı takip ediyor. Sonuçta bir bina yapmanın temelinde birtakım ekonomik sebepler var. Her ne olursa olsun, binalar para kazanmak için yapılıyor. Yatırımcı da hangi coğrafyada daha fazla kazanabileceğine inanırsa, o coğrafyada çalışıyor. Dolayısıyla proje talepleri de bize o coğrafyalardan geliyor. Mesela yatırımcılar ağırlıklı olarak Kuzey Irak'ta çalışıyorlar. THY'nin Erbil'e saat başı uçuşu var. Ben güvenlik problemi var zannediyordum, oysa bunların hepsi bitmiş. Türkler bu konuda rüştlerini ispat ettikleri için gittikleri her yerde olumlu karşılanıyorlar. Hem müteahhitler hem mimarlar olarak üzerimizde gururla taşıdığımız bir etiket var; "Türkler geldiyse burası imar edilecek. Bu adamlar ne yapar eder bunu yaparlar."

Az önce bu güven duygusundan bahsetmiştiniz. İşe tutunma ve söz verdiği zamanda gerçekleştirme gibi…

GK: Evet, sahada çalışan arkadaşlarımız bunu başarıyla yerine getiriyorlar. Biz de onlara bürodan destek veriyoruz.


Her Şey İTÜ’nün Bilgisayar Kulübü’nde Başladı
Projeler, Krizler, Muhasebe ve Hedefler
Türkiyeli Olarak Yurtdışında Mimarlık Yapmak
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :