VAV Yapı & Mimarlık

Filiz YAVUZ / 06 Ağustos 2010

VAV Yapı & Mimarlık

Yağmurlu bir İstanbul gününde biraz da zorlanarak bulduğumuz Vav Yapı'nın Maltepe-Yalı Mahallesi'ndeki ofisinde tüm güler yüzüyle Onur Sıtkı Ercan karşılıyor bizi. Çok uzak burası, diyoruz gülerek, onun için buradayım, diyor. Gülerek. Şehrin gürültüsü yok burada, sadece çocuk sesleri var; sıkıldığımda sahilde yürüyüş yapıp tekrar işimin başına dönebiliyorum; verimli çalışıyorum yani, diye de ekliyor.

İki katlı küçük bir ofisin alt katında, ta çocukluğunda başlayan mimarlık macerasını – ya da mimarlık mesleğini mi demeli?- anlatmaya başlıyor Ercan. Öykü ilerledikçe Türkiye'de genç bir mimarın o projeden bu projeye, o bürodan bu büroya savruluşlarına bir kez daha tanık oluyoruz. Bu savruluşların hepsi olmasa da önemli bir kısmı elbette tecrübe olarak geri dönüyor kendisine, fakat geldiği nokta itibariyle Türkiye'deki mimarlık ortamı, kendi bürosunu iki yıl önce açmış genç bir mimara bile "o kadar isteyerek mimar olmuş biri olarak ben, zaman zaman acaba mimarlık değil de başka bir iş mi yapsam, diye düşünüyorum." cümlesini kurduruyor konuşmasının bir yerlerinde…

Şimdi Onur Sıtkı Ercan'a kulak verelim ve önünü göremediği için zaman zaman karamsarlığa sürüklense de, daha çocuk yaşta eline rapido almış olan bu genç mimarın mimarlık tutkusunu ve meslek hakkındaki düşüncelerini dinleyelim.

Onur Sıtkı Ercan ile...