AA Istanbul Visiting School Öğrencileri Mecidiyeköy İçin Nasıl Kuleler Tasarladı?

mimarizm.com / Amber EROYAN / 04 Nisan 2012

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) işbirliğinde, Mimarizm ile YAPI Dergisi'nin duyuru sponsorluğunda düzenlenen AA Istanbul Visiting School, 24-30 Mart 2012 tarihlerinde ikinci kez İTÜ Taşkışla'da gerçekleştirildi.

Program direktörü Elif Erdine ile Merate Barakat, Müge Belek, Dağhan Çam, Alexandros Kallegias, Ahu Sökmenoğlu ve Frederico Fialho Teixeira'nın yütürücülüğünü üstlendiği "Connected Tower" temalı atölye çalışmasına; ev sahibi kurum İTÜ'nün dışında, İstanbul Kültür Üniversitesi ve İzmir Yaşar Üniversitesi'nden lisans ve yüksek lisans öğrencileri katıldı. AA'in gezici atölyeler programı arasından İstanbul'u seçen yabancı öğrenciler ise Mısır, Güney Kore, Meksika, İsviçre gibi dünyanın farklı bölgelerindeki ülkelerden geldiler.

AA Istanbul Visiting School'un son gününde sunumları izleyemek üzere atölyeyi ziyaret eden Mimarizm , bir yandan öğrencilerin bir hafta boyunca şekillendirmekle meşgul oldukları "Connected Tower" önerilerini dinledi, bir yandan da AA Visiting School izlenimlerine kulak verdi.


"V(irus)tecal İstanbul" | Aydan Aslan, Oğulcan Öztunç, Özgün Yücetürk

İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü lisans öğrencileri Aydan Aslan, Oğulcan Öztunç ve Özgün Yücetürk, geçtiğimiz yıl arkadaşlarının katıldığı AA Istanbul Visiting School'a portfolyolarını göndererek, jüri değerlendirmesi sonucunda bu senenin şanslı katılımcıları arasında yer aldılar.

Genel konsept, farklı işlevleri içeren karma hacimlerin oluşturulmasıyla ilgiliyken, ekip olarak bunun biraz dışında davrandıklarını belirten Özgün Yücetürk, 'V(irus)tecal İstanbul' adlı projeleri hakkında şu bilgileri verdi:

"Mecidiyeköy'de yapılacak olan kulelerin üzerinden bir eleştiri getirmeye çalıştık. O bölgedeki tek kamusal alan burasıydı ve onun üzerinde birden doluluk yaratmayı, bu şekilde kuleler inşa etmeyi doğru bulmadık. Kule fikrine eleştiri getirmek için de ona bir virüs gönderdik. Zaten AA Visiting School'daki konsept de biyolojik algoritmaları geliştirmek, dokuları yakalamak ile ilgiliydi. Biz de bunu başlık olarak seçip, kulelerin aslında şehirde hastalık yarattığını , bu hastalığın içinde büyüdüğünü ve o büyüyen yapının kuleleri saracağını varsayan ütopik bir öneri getirdik.

Aslında kule inşasına karşı değiliz. Sadece, kentin kalbinde bir boşluk açıldığı zaman ilk akla gelenin kuleler, evler, ofisler olmasına karşıyız. Tabi ki şehrin belli noktalarında kuleler olacak, ama her boşluğa da bunu uygulamamalıyız. Kaldı ki deprem riski olan bir yerdeyiz. Bunlara eleştiri getirmeye çalıştık."

Aydan Aslan da İstanbul'un kendisine ait organik dokusunu da kullanmak istediklerini, İstanbul'un yatay düzleme yayılan ve kendiliğinden oluşan dokusunu , tasarladıkları kuleye dahil etmeye çalıştıklarını belirterek, "Bir haftada gerçekten iyi şeyler yarattığımızı düşünüyorum" dedi.

Mikrofonuzumu son olarak Oğulcan Öztunç'a uzattık:

"Farklı programlarla çalışmak bence oldukça yararlıydı. Özellikle bu atölyede gösterdikleri programlar farklı bakış açılarıyla üretilen ve yine o bakış açısıyla kullanılan programlardı."

Haberin devamı için lütfen ilerleyiniz. >>>>>


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :