AA Istanbul Visiting School Öğrencileri Mecidiyeköy İçin Nasıl Kuleler Tasarladı?

mimarizm.com / Amber EROYAN / 04 Nisan 2012


Aeolian Tower | Yıldırım Yazganarıkan, Müge Halıcı, Çağla Mutlu

Eğitim kısmının yoğun olduğunu, bu nedenle de sunulan bilgiyi not ederek konuyu daha sonra öğrenmeye başladıklarına dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Bölümü lisans öğrecisi Yıldırım Yazganarıkan, projeleri 'Aeolian Tower' a ilişkin şunları söyledi:

"Projemiz, dev bir müzik enstrümanı yapmak üzerineydi. Kulenin içinden geçen rüzgarın, binanın ana strüktürüne bağlı telleri titreştirerek belli bir ambiyans yaratmasını planladık. Şehrin kaotik bir ortamı var; insanlar, arabalar vs bir sürü ses oluşturuyor. Belli bir düzeni olmayan bir şeyden yola çıkarak, bunu nasıl iyi bir hale getirebileceğimizi, binaya nasıl bir ses özelliği katabileceğimizi düşündük.

Projenin müzik bilgisi ile ilgisi olup olmadığına işe şu yanıtı verdi Yazganarıkan:




"Açıkçası yok. Binadaki teller titreşecek ve ses oluşacaktı. Daha sonra gerçekten böyle bir müzik aleti olduğunu gördük; arp...Yani yeni üretilen bir şey değil (gülüyor). O açıdan bunu bulmak bizi memnun etti. Ancak ses ve titreşim çok fazla istenen şeyler değil. O nedenle de "aeolian harp" (rüzgar arpı) projemiz fikir aşamasında kaldı. Prototipi jüriye yetişmedi maalesef. Sanırım konuya çok soyut seviyede baktık. Arpın ‘ambient' müziği oluşturması ve sürekli değişen karakterini yapıya nasıl uygulayabiliriz? Bunu uyguladığımız zaman yapıyı nasıl algılarız? Bu tip şeyler onun karakterini belirliyor ama burada ses boyutu işin içine giriyor."

AA Istanbul Visiting School atölyesinin en güzel yanının mantığı öğrenmek olduğunu söyleyen Yıldırım Yazganarıkan; "Çünkü normalde modelleme vardır. Grasshopper veya bunun gibi programlarla modelliyorsunuz ama ‘scripting' olmuyor. Yaptığınız seçimler ve belirlediğiniz kurallardan ortaya yeni bir şeyin çıkması, önceden öngöremediğiniz için birçok sonuç verebilir. Çok daha fazla parametre girdiğinizde ise, ana fikirle ilgili daha net bir açıklama yaparsınız ve sizi daha net bir sonuca götürür.

Grasshopper ve bu tip yüzey modelleme programları çıktıktan sonra, mimarlıkta bir akım oluyor. Bunun da daha çok bir akım olduğunu görüyorum ama tabi ki üretilen projeler var ve dünya üzerinde bunun sonuçlarını alabildiğimiz örnekler var.

Ancak tasarıma geçiş işlemi, arayüz bakımından çok çok daha kolay olabilir. Çünkü bu program için dil bilmeniz, bilgisayarla konuşabilmeniz gerekiyor. Oysaki bu öğrenme sürecini çok daha basite indirgeyebilir, bizi kısıtlamayacak çok daha iyi bir arayüz bulabiliriz. Tabi ki kısıtın'k'si yok, aslında her şeyi yazabilirsiniz. Ama ben bu işin, herkesin kullanabileceği düzeye indirgenmesi taraftarıyım. Çünkü bu sadece mimarlığa değil, her türlü tasarım eylemine uygun olabilecek bir çözüm."


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :