Adriano Pedrosa ve Jens Hoffmann küratörlüğünde ve İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011 başlığıyla gerçekleştirilen 12. İstanbul Bienali'nin resmi açılış töreni dün (15 Eylül Perşembe) Antrepo 3'te yapıldı.
Avrupa'da, Venedik Bienali ile beraber yılın en önemli sanat etkinliği olarak anılan İstanbul Bienali'nin açılış konuşmasını İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı yaptı.
Eczacıbaşı, "İlk İstanbul Bienali'nin düzenlendiği 1987 yılından bugüne İstanbul ve bienali birlikte büyüdü" sözleri ile başladığı konuşmasında, Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yılı olan 2023'te dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinden birine sahip olması hedeflenen Türkiye'de, kültür endüstrisinin de ekonomideki büyüme hedefinden payını alması dileğini vurguladı. Eczacıbaşı, "Daha çok kitap okuyan, daha çok sergi gezen, konsere giden ve sanatsal-kültürel faaliyette bulunan bir toplum, her türlü hedefe daha rahat ve çabuk ulaşacaktır" dedi.
Bige Örer, Adriano Pedrosa, Jens Hoffmann, Mustafa Koç ve Bülent Eczacıbaşı. Foto: Emre Mollaoğlu
2016 yılına kadar İstanbul Bienali'nin sponsorluğunu üstlenen Koç Holding adına törende konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç ise, İstanbul ve Bienal'in birbirini çok iyi tamamlayan ve besleyen iki değer olduğuna inandıklarını vurgularken, Mustafa V. Koç, Bienal'e yapılan her katkının aynı zamanda İstanbul markasına da yansıdığını belirtti.
Resmi açılış töreninin ardından küratörler Jens Hoffmann ve Adriano Pedrosa rehberliğinde bienal sergi mekanları gezildi. İstanbul Bienali sanatçıları da basın gezisi sırasında yapıtlarının sergilendiği mekanlarda hazır bulundular.
17 Eylül Cumartesi günü sanatseverlerin ziyaretine açılacak olan 12. İstanbul Bienali'nde, İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011 başlığı altında beş karma sergi ve 50'den fazla kişisel sunum yer alıyor. Bienalde 500'ü aşkın yapıt, 13 Kasım tarihine kadar Antrepo 3 ve 5'te gezilebilecek.
Kris Martin (Ateşli Silahla Ölüm). Foto: Mahmut Ceylan
Sergi Mekanı, Ryue Nishizawa İmzasını Taşıyor
12. İstanbul Bienali'nin sergi mekanları, 4. İstanbul Bienali'nden beri birçok bienale ev sahipliği yapan Antrepo 3 ve 5 olarak belirlendi. Antrepoların mimari tasarımı ise, Pritzker ödüllü mimarlık pratiği SANAA'nın kurucu ortağı Ryue Nishizawa tarafından gerçekleştirildi.
2010 yılının Kasım ayında başlayan tasarım süreci boyunca Nishizawa, mekanda gezen seyircilerin karma sergileri ve kişisel sunumları birbirinden ilk bakışta ayırabilmeleri hedefine odaklanan bir yöntem geliştirdi. İçi çelik ve alçıpan konstrüksiyonlarla farklı boyutlarda odalara ayrılan sergi mekanında, karma sergilerin duvarları gri, kişisel sunumlarınki ise beyaz renge boyandı. Böylelikle her sanat yapıtının adeta ayrı bir pavyonda sergilenmesi ve sanatçılarına mekanlarında azami özgürlük sağlandı.
Meric Algun Ringborg (Pasaport). Foto: Mahmut Ceylan
Peki neden "İsimsiz (12. İstanbul Bienali),2011"?
12. İstanbul Bienali'nin İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011 olarak belirlenen başlığı ve görsel kimliği, minimalist ve kavramsal yapıtlarıyla 20. yüzyıl güncel sanatının en önemli isimleri arasında sayılan Küba asıllı Amerikalı sanatçı Felix Gonzalez-Torres 'in (1957-1996) yapıtlarından ilham alıyor.
Yapıtları uluslararası arenada pek çok kişisel ve karma sergide yer alan Gonzalez-Torres, aynı zamanda küratörlüğünü Rosa Martinez'in üstlendiği 5. Uluslararası İstanbul Bienali'nde de yer almıştı. Torres'in, siyasi konuları ele alırken kullandığı yenilikçi sanat dili, 12. İstanbul Bienali için yürütülen araştırmalara esin kaynağı oldu. Gonzalez-Torres'in varlığı, sanatçının çoğu yapıtını adlandırma biçimine gönderme yapan "İsimsiz" başlığının yanı sıra bienalin temalarında ve görsel kimliğinde kendini gösterirken 12. İstanbul Bienali sergilerinde sanatçının hiçbir yapıtı yer almıyor.
Cevdet Erek (Soyutlama). Foto: Mahmut Ceylan
12. İstanbul Bienali'nde İsimsiz (Soyutlama), "İsimsiz" (Ross), "İsimsiz" (Pasaport), İsimsiz (Tarih) ve "İsimsiz" (Ateşli Silahla Ölüm) olarak farklı temalar altında düzenlenen beş karma sergiye ek olarak, bu temalarla ilgili tartışmaları daha da ileriye taşıyan 50'den fazla kişisel sunum da yer alıyor.
İstanbul Bienali küratörleri, Gonzalez-Torres'in "İsimsiz" kavramına uygun bir şekilde, sergiyle ilgili önyargılı düşüncelere yönelik eleştirel bir tavır geliştirip bienal sanatçılarının isim listesini sergi açılmadan önce ilan etmeyerek serginin bu yollarla tüketilmesine de eleştirel bir bakış açısı getirdiler.
Tasyir Batniji (Tarih). Foto: Mahmut Ceylan
12. İstanbul Bienali, günümüzde, özellikle bienal bağlamında yan etkinlik ve programları öne çıkaran anlayışa yanıt olarak, sanatsal ve küratöryel ifadenin asıl biçimi olan serginin önemine yeniden dikkat çekmeyi amaçlıyor.
Bienal, daha önceki yılların çoklu mekan kurgusunun tersine, yapıtların sunumuna ve birbiriyle ilişkisine öncelik tanıyacak şekilde özenle inşa edilmiş tek bir mekana, Antrepo'da düzenleniyor. Bienal, 13 Kasım tarihine kadar Pazartesi hariç her gün 10:00 - 19:00 saatleri arasında, her Perşembe ise 10:00 - 22:00 saatleri arasında gezilebilecek.