Hem kamuyla hem özel sektörle çalışmalar yürütüyorsunuz. Bu konuda edindiğiniz deneyimleri de öğrenebilir miyiz?
PG: Kamudaki en büyük problem, ihale süreçleri ve düşük bütçeler. Genelde belli bir mimari kalite aranmadan oluşturulmuş birtakım üst sınırlar var. Onların içinde kalarak nitelikli bir iş yapmaya çalışıyorsunuz.
AE: Ne yazık ki bizim çalıştığımız işverenler de bundan inanılmaz derecede şikayetçiler, yani bu şartları benimsemiş kişiler değiller. O çok daha büyük bir acı veriyor, hem onlara hem de bize. Elleri kolları bağlı olduğu için başka bir şey yapamıyorlar. Onlar da sonuçların farkında. Gene de kamu projelerinde işveren açısından şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Çok ilgili, gerçekten yeni bir şeyler ortaya koymak isteyen, gecesini gündüzüne katan insanlarla çalıştık. Klasik kamu beşte paydos eder, sorumluluk almaktan kaçınır, kararları hep bir üstüne bırakır vs. Bizim işverenlerimiz ise hayatlarını buna adamış, toplum için çok iyi şeyler ortaya koymaya çalışan, buna kafa yoran insanlar. Belki de uzun süredir birlikte çalıştığımız için ilk onlar aklımıza geliyor. Kötü örnekler de var tabi…
PG: Öte yandan özel sektörde ne yazık ki ana kriterler rant ya da metrekare üzerinden devam ederken, kamuda biraz daha esnek olabiliyorsunuz. Gerçekten nitelikli mekanlar yaratmak için onlar da daha teşvik edici olunca, daha esnek üretim yapabiliyorsunuz. Bir yandan bütçe çok sıkıntılıyken -süre aşağı yukarı her zaman aynı oluyor- ortaya çıkacak ürünün niteliği anlamında kritik kararlara evet diyebiliyorlar. Örneğin "efektif" metrekare kaybetmek pahasına geniş sirkülasyon ve enformel buluşma alanlarını kamu projelerinde çok daha rahat uygulayabiliyoruz.
BY: Anadolu'daki belediyelerle kentsel ölçekte olsun, bina ölçeğinde olsun birçok projede birlikte çalıştık. Onların İstanbul'daki özel şirketlerden ve kamu kurumlarından çok daha açık görüşlü olduğunu gördük. Bu da bizi çok şaşırttı. Mimara daha çok değer veriyorlar ve mimarın onlara sunabileceği yeni fikirlere daha açıklar.
Uygulama sonrasında da aynı memnuniyet devam ediyor mu?
AE: Kamunun o konuda bazı kısıtlamaları var maalesef. Mesela kontrolörlük konusu genelde sıkıntı yaratıyor. Yapım ihale sürecine mimar olarak dahil olmadığınız noktada, siz projeyi teslim ettikten sonra, üretimin kalitesi sizin ilginize ve oradaki idarenin hassaslığına kalmış durumda. Diğer yandan özel sektörde de bütçe kısıtlaması ve proje uygulanırken gelen karar değişiklikleri sorunu var. Biz gene de şanslıyız çünkü uygulama aşamasında ciddi farklılıklar, büyük karar değişiklikleri ile çok fazla karşılaşmadık. Kamunun da özel sektörün de uygulama aşamasında belli dezavantajları var. Ama şu iyidir, şu kötüdür gibi keskin bir ayrım yapamayacağım şahsen.
PG: O anlamda gerçekten şanslıyız. Her iki tarafa da hakkını teslim etmek lazım.
AE: Kesinlikle. Aslında bu tamamen planlamayla ilişkili bir konu. Baştan ne istediğini bilen, bütçesini ona göre ayarlayan ve projesini şekillendiren bir işveren olduğu sürece ikisinde de büyük bir sorun yaşanacağını zannetmiyorum.