Badehane'den Erdem Ordu: "Bir senedir buradayım, hala daha çözemedim"
03 Temmuz 2009
Asmalımescit'in bu çok eski ve çok ünlü barında, insan nefesi ve müzik sesi hiç eksik olmuyor. Mekan bir kaç saatliğine dahi olsa "kedilere" bırakılmıyor. Kedilere kalmak fena bir şey olduğundan değil; Badehane öylesine geniş bir kitleye hitap ediyor ki, pasajı ve onu saran "aura"yı sakinliğin ya da keşmekeşin içerisinde deneyimlemek isteyenler için uygun bir saat aralığında hep açık bulunabiliyor.
Erdem ise Badehane'de bir seneden beri çalışıyor. Biz onu öğlen saatlerinde, bir önceki gece belli ki alelacele üst üste konulmuş sandalyeleri yeniden toparlarken ve mekanı yeni bir geceye hazırlarken, bir yandan da Asmalımescit'in "müdavimi" olduğu belli bir "çikletçi çocuk"la karşılıklı atışıp, gülüşürken bulduk.
Erdem'in bizi fotoğraf çekerken görünce "Ama burası böyle bir mekan değil; Badehane'yi anlatmak için gece gelmeniz lazım" diye uyarıyor. Ancak kendisinin gözünden kaçan bir şey var: İstanbul'da artık bilmeyeni kalmayan Badehane'nin kalabalığını, kaosunu, alt-alta üst-üsteliğini ve ancak metropollere özgü "sürekli yaşanabilirliği"ni bu "geceden kalma" fotoğraflar da gayet net anlatıyor. Hatta belki de hepimizin aşina olduğu insan güruhu fotoğraflarından çok daha iyi...
Badehanene'ye kimler gelir, kimler gider?
Buraya daha çok sanatkar kesimden insanlar geliyor. Akşamüstü üç gibi dolar; gece beşe kadar kalabalıktır. Böyle bir yer Badehane. On senedir işlek bir mekan; zaten New York Times'a da çıktı. Turistlerin elindeki rehberde de "en eğlenceli mekanlar" arasında gösteriliyor Badehane.
Asmalımescit'in bu kadar revaçta olmadığı zamanlarda da vardı Badehane, öyle değil mi?
Evet vardı. Bir de şöyle bir olay var: Asmalımescit'te mekanlar artık git gide lüksleşiyor. Kullanılan masalar, sandalyeler, eşyalar... Badehane ise on senedir hep aynı. Aynı masa, aynı dolap... Hiç değişmedi. Bence o yüzden de kalabalık çünkü eskiyi anımsatıyor. Zaten gelenlerin çoğu beş altı senedir burada. Zaten artık hepsini tanıyoruz, isimleri ile hitap ediyoruz.
Peki Badehane'nin nesine bağlanıyorlar sence?
Valla onu ben de bilmiyorum. Bir senedir buradayım, hala daha çözemedim. Ama buranın ayrı bir havası var ya... Asmalımescit'in de zaten bir havası var. Gerçi onu da çözemiyorum; burası ben bildim bileli kalabalık. Taksim'in her sokağı kalabalık ama Asmalımescit'in yarattığı ayrı bir alışkanlık var sanırım.
Burada gerçekleşen partiler, etkinlikler etkili oluyor olabilir mi?
Oluyordur. Her Perşembe canlı müzik var zaten Badehane'de. Selim Sesler gelip çalıyor; genellikle Gypsy tarzı müzik oluyor; turistlerin de ilgisini çekiyor.
Asmalımescit'in "Sakin"leri, Sakin Durmayan Bir Kentselliği Anlatıyor
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın