Şu anda Kolektif Mimarlar'ın gündeminde neler var?
Barış Demir: Şu anda elimizdeki uygulama projeleriyle ilgileniyoruz. 2016 Haziran'ına kadar yarışmalar haricinde bir gündemimiz yokken, davetli bir yarışma sonucunda Evrenol Mimarlık'la beraber Bakırköy Belediyesi Hizmet Binası uygulama projesini elde ettik. Ayrıca Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası'nın uygulama işi de bizde. Artık yarışmaların arasına uygulama değil, uygulama projesinin arasına yarışma projesi sokan bir konuma geliyoruz.
Sıddık Güvendi: Yarışmalar meslek hayatım boyunca kopmak istemediğim bir alan. Tabi ki büro başka bir yoğunluğa ulaşabilir, bu kadar fazla sayıda yarışma yapma imkanı bulamayabiliriz. Ama hem başladığımız yeri unutmamak, hem de bir yerlere bir şeyler gönderip onun takdir edilmesi (veya boyumuzun ölçüsünü almak) anlamında bunun hep içinde olacağımı düşünüyorum.
BD: Geçmişe kıyasla yarışmaların niteliği ve niceliği artmaya başladı. Projeler daha bilinçli idareler tarafından seçiliyor. Yarışmayı düzenleyen kurumların vermiş olduğu güvenle iş daha iyi noktalara gidiyor.
SG: Yarışma yapan bürolara var olma şansı verildiği müddetçe insanlar kolay kolay bunun içinden çıkmazlar çünkü süreç çok keyifli. Karşınızda bir şeyler dayatan ya da salt para kazanmak isteyen işverenler yerine, nitelikli ve deneyimli bir grup insan var. Neden bunun dışına çıkıp artık yarışma yapmayacağız diyelim ki? Özellikle son yıllarda Yarışmayla Yap gibi oluşumlar bu işe inanılmaz emek koydular ve yarışmaların niteliğini ciddi anlamda yükselttiler. Yarışmalar hem sayı olarak çoğaldı hem de uygulamaya dönme oranları çok çok arttı. Bunun temelinde, idareleri işin en başında doğru bilgilendirmek yatıyor. O anlamda sadece yarışmacıların değil, bütün meslek ortamının bu emeği takdir etmesi ve destek olması lazım.
Temel motivasyonumuz, yarışmalar vasıtasıyla ortama dahil olmak. Özel sektör tabanlı davetli yarışmalarda da nitelikli büroların davet edildiği bir düzen var. Yarışmalarla birlikte oraya da dahil olmaktan memnunuz. Bu ülkede işveren kitlesi olarak nitelikli iş talep eden bir azınlık var. Sonrasında o kitleyle muhatap olabilmek... Bunun da tek bir yolu var, kendimizce düzgün binalar yapmak, iyi mimarlık yapmaya çalışmak. Kariyer hedefimiz, ofisi 10 kişide tutmak.
Oya Eskin Güvendi: Ofisin bu ölçeğini seviyoruz. Büyük işler yapalım gibi bir hedefimiz yok. Ölçeği ne olursa olsun severek, heyecanlanarak, nitelikli işler yapalım. Kuruluş dönemindeki gayemiz halen devam ediyor.
Ekibi belli bir büyüklükte tutsanız da farklı ofislerle işbirliğine sıcak bakıyorsunuz. Bu yöntemi sürdürecek misiniz?
SG: Büyümek yerine iş birliği yapmak her açıdan daha mantıklı.
OEG: Uygulamasını yaptığımız Lüleburgaz Otobüs Terminali projesinde iç mekan konusunda başka bir arkadaşımızın deneyimlerinden faydalandık. Caner’in totemi yapması gibi. Bu kolektif yapıyı her süreçte korumaya çalışıyoruz. Uygulama süreci de buna dahil...
Peki ekibe yeni birisini dahil edeceğiniz zaman neleri gözetiyorsunuz?
OEG: Bu açıkçası çok deneyimlediğimiz bir durum değil, yeni yeni yaşamaya başladık. Portfolyo ya da tecrübeden ziyade, ekibe yeni dahil ettiğimiz arkadaşların enerjisi iyiydi sanırım. Bence o kişiden doğru elektriği alıyor olmak çok önemli. Aynı şekilde karşı tarafa da doğru enerji veriyor olmak.
BD: Şimdiye kadar ilan verip ekip arkadaşı aramadık açıkçası. Bazen sosyal medyada bu tür paylaşımlarda bulunuyoruz. Yarışmalar sayesinde belli bir takipçi kitlemiz oluşmuş durumda. Bundan önceki 4-5 yıl ağırlıklı olarak staj başvuruları oldu. Yaz dönemlerinde birer aylık periyotlar halinde birlikte çalışma olanağı doğuyordu.
SG: Yakın geçmişte staj ya da iş başvurusu için mail gönderen taraftaydık ya, o ruh halini de hatırlıyor insan. Bir yaz stajı için 40-50 tane CV geliyorsa, bakıp adil davranmak lazım. Başvuruda bulunan kişinin yarışmaya katılmış olması ya da başka bir büroda yarışma deneyimi yaşamış olması onu öne çıkarabiliyor. Ayrıca portfolyolara bakıp iyi olanları görüşmeye çağırıyoruz.
OEG: Yarışma projeleri, öğrencilikte yaptığı projeler tamam ama yeni mezun birinden portfolyo istemek bana çok da gerekli gelmiyor. İçeriğinden ziyade, nasıl hazırladığı önemli.
SG: Bir pdf dosyasını 5 mb’a düşürmeyi bilmiyorsa zaten bir sıkıntı var demektir. Yeni mezun birinin portfolyosunda ne olabilir? Sadece dönem içerisinde yaptığı projeler varsa, okul dışında herhangi bir büroda çalışmamış, herhangi bir çalıştaya katılmamış, orada bir şeyler üretmemişse bu bence ciddi bir vizyon problemidir. Özellikle İstanbul'da mimarlık okuyanlar için bir sürü seçenek var. Bir sürü büroya gidebilir. İstediği her türlü deneyimi yaşayabilir. Dört yıl boyunca sadece okulda sekiz proje yaptıysa o arkadaşları hiç staj ya da iş görüşmesine çağırmıyoruz.