Uğur Tanyeli
"Dünya tarihinde ilk kez mimarlık aracılığıyla itiraz eden bir toplumsal hareket görüyorum. Bunu dikkatlice yorumlamakta yarar var; eğer dayatmalarınızı mimarlık, kent planlama aracılığıyla yapıyorsanız, itirazlar, isyanlar da mimarlık, kent planlama aracılığıyla olur. Bence böyle birşey beklemekten daha olağan bir durum yok. Ben hep derslerime 'fiziksellik olarak görünmesine karşılık, kentin bir toplumsallıktan başka birşey olmadığına' vurgu yaparak başlardım. Şimdi burada fizikselliğin nasıl toplumsallık için ikincil olduğunu görme fırsatı buluyoruz ve kavgalarımızı da mekanda, mekan aracılığıyla, mekanın araçlarıyla veriyoruz. Hükümet bunu ne kadar amaçladı, öngörebildi mi hiçbir fikrim yok; ama neredeyse teşekkür edeceğim geliyor, çünkü bunu başarabilmek Türkiye'de nasip oldu. Bu kışlanın yeniden yapılması tartışılmayacak kadar saçma bir mesele olduğu için, bu tuzağa düşerek 'yapılsın mı, yapılmasın mı' diye tartışmayı doğrusu anlamlı bile bulmuyorum. Bundan 70 yıl önce şu veya bu sebeple ortadan kaldırılmış bir binayı, ondan daha önemli olduğu üzerinde çoğu mimarın, mimarlık tarihçisinin, toplumun çeşitli üyelerinin uzlaşabileceği bir park alanının ortadan kaldırmak suretiyle yeniden yapacağım demenin, hiçbir mantıkla açıklanabilir olduğu kanısında değilim.
Başka bir açıdan da itirazda bulunmak istiyorum; bunun ideolojik bir eylem olduğunu söylemek, burada yapılan işe bir iltifattır. İdeolojinin içinde 'idea' diye bir sözcük var, Yunancada 'fikir'den kaynaklanır; burada fikrin ancak 'z'sini bulabilirsiniz. İdeolojik olsaydı, oryantalist bir kışlayı yeniden yapmak için hevesli İslamcı bir iktidar görmezdik. Benim bildiğim kadarıyla muhafazakarlar ve islami eğilimleri güçlü olan gruplar, oryantalizmden nefret ederler. Kışla projesinde, batılı gözle doğuyu görmek olarak nitelendirilecek bir bakış açısının ürünüyle karşıkarşıyayız. Buna niye bu kadar hevesle yandaş olunduğunu, ısrarla inşaa edilmek istendiğini, anlamaktan acizim.
Burada tartışmaya açık başka bir probleme de işaret etmeden de geçmek istemiyorum; karar verme süreçlerinin bu kadar antidemokratik hale geldiği bir yerde, mimarlık başka bir nedenle de kavga konusu olur. Şöyle bir projelendirme süreci yeryüzünde başka bir yerde duyan bilen varsa lütfen bana açıklasın: Önce 'kışlayı yeniden yapmak istiyoruz', sonra 'AVM de olur, rezidans ta olabilir, şehir müzesi de olabilir'... Önce ne yapmak istediğinize karar verirsiniz. Burada mekan aracılığıyla bir dayatma etkinliğinden başka hiçbir açıklamasını bulamadığım bir durum söz konusu."
Tarih Vakfı'nın Taksim, Avrupa Pasajı'ndaki merkezinde düzenlenen 7 Haziran 2013 tarihli basın toplantısında yaptığı konuşmadan.