Biraz da birlikte çalıştığınız kişilerden bahsedelim. Yazılımcı, ses mühendisi, koku uzmanı, mobilyacı gibi çok farklı uzmanlık alanları ile temas halindesiniz.
IÜ: O çok keyifli bir şey. Mesela Yenikapı sergisi için animasyonlar hazırlamıştık. Konuyu en iyi siz bildiğiniz için direkt bir video sanatçısına veremiyorsunuz. Kurguyu yapıp, senaryoyu çizdikten sonra hayal ettiğinizi ses tasarımcısına, animasyoncuya, videocuya tarif ediyorsunuz. Bir anda sekiz kişilik bir ekip oluyor. Bir animasyon çıkarmak adına birlikte çalışıyorsunuz. Ekip çalışmasını seviyoruz ve buna çok alışkınız.
CK: Sürekli danıştığımız insanlar var. Mesela video çekimi ya da görsel efektler için Hürcan'a (Emre Yılmazer), 3D için Zafer Üstüner'e, sesler için Mine Erkaya'ya gidiyoruz.
IÜ: Onlar da bir kültür projesine iş yaptıklarının farkında oldukları için bunun değerini çok iyi biliyorlar. Bunu beraber geliştirmek güzel bir deneyime dönüşüyor.
CK: Günün sonunda bu insanların hepsi keyif aldıkları için bizimle çalışıyor. "Al bu kadara şunu yap, haftaya istiyorum" gibi bir ilişkimiz hiçbir zaman olmadı. Hepsiyle zamanla arkadaş olduk.
Aslında ortaya çok güzel tasarımlar çıkıyor ama geçici sergi olduğu zaman acaba bunlar daha sonra ne oluyor diye insan üzülüyor.
IÜ: Evet, söküleceği zamanlarda bir hüzün oluyor.
Arada sakladığınız şeyler oluyor mu?
CK: Ofiste "Yazlık" sergisinden ve VÇMD Mutluluk Fabrikaları sergisinden parçalar görebilirsiniz.
IÜ: Depomuz olmadığı için çok fazla parça saklayamıyoruz, her şey bir şekilde gidiyor.
CK: ANAMED'deki sergilerde yeniden kullandığımız vitrinler var. Pera Müzesi'nde de birkaç kaide ve vitrin yeniden kullanılıyor. Müzenin kendi deposu varsa onlar bir şekilde yeniden kullanıma giriyor. Ama birtakım şeyler gerçekten geçici. Kağıttan yaptığımız tasarımlar fotoğraflarda yaşıyor.
İlk sergimiz olan Hayal-et Yapılar'ı birbirine geçme 1000 m² kartondan yapmıştık. Toplamda 2000-3000 parçaydı. Sonra Korhan Gümüş bunu bir yerde daha sergileyelim dedi, çöpe atmaya onun da gönlü elvermedi. Birkaç alternatif mekan düşündük. Sonra depolanması gerekiyordu, bir şekilde Antrepo 5'e (şu anda MSGSÜ Çağdaş Sanat Müzesi'ne dönüştürülüyor) kaldırıldı. Altı ay o depoda bekledi. Sonra 1. İstanbul Yaz Sergisi'nin orada yapılacağı belli olunca malzemeleri almamızı istediler. Nereye koyabiliriz diye düşündük, depomuz yoktu. Böylece en fazla altı ay kopamadığımız bir şey oldu, sonra hepsi çöpe gitti maalesef. Bir ara Ankara'dan aramışlardı, burada da sergilemek istiyoruz diye ama iki tıra sığıyor dediğimizde vazgeçtiler. İlk sergimiz biraz daha yaşamış oldu ama ondan sonra bu durumla barıştık. Yaptığımız şeyler geçici ve bir süre sonra yok olacaklar.
Hayal-et Yapılar sergisinin panolarından biri
En azından kitapları var...
IÜ: Tabi, kitap kalıcı oluyor, ayrıca kitap tasarlamayı da seviyoruz.