2012 yılında Trakya Üniversitesi'nden mezun oldum. Yaklaşık dört yıldır Boytorun Mimarlık'tayım. Yudum Hanımlar ile tanışmadan önce altı aylık tasarım ofisi deneyimim vardı. İş aradığım dönemde internette Boytorun Mimarlık'ın ilanını görüp özgeçmişimi gönderdim. Ertesi sabah 08:30'da telefonum çaldı, Revit biliyor musunuz diye bir cümle işittim, refleks olarak direkt biliyorum dedim ama görüşmeye gelir misiniz sorusunu duyana kadar iş ilanı için aradıklarını anlayamamıştım. O kadar hızlı geri dönüş olacağını tahmin etmemiştim. Arayan Yudum Hanım'dı, acilen Revit bilen bir mimara ihtiyaçları varmış. Başta evime uzak olduğu için çekincelerim vardı ancak görüşme esnasında burada çalışabileceğime karar vermiştim.
Boytorun Mimarlık'ta olduğum için çok memnunum. Kendimi her anlamda geliştirebildiğimi hissediyorum. Burada gerçekten sıcak bir ortam var. Çalışan herkesin de böyle düşündüğünü biliyorum. Diğer firmalardan görüşmeye gelen insanlar da burada farklı bir şey olduğunu söylüyorlar. Benim için de özel bir ortam çünkü ilk başladığım dönemle şimdiyi kıyasladığımda yol almış olduğumu hissedebiliyorum. Hep eksik yönlerimizi tamamlamak üzerine bir sistemimiz var. Bu konuda Yudum Hanım da Semih Bey de çok özverili davranıyor. Buraya başladığımda bildiğim programları gerek eğitimlerle gerekse yoğun uygulamalarla pekiştirdiğimi düşünüyorum.
Yudum Hanım ve Semih Bey ile ilk tanıştığımızda aldığım pozitif enerjinin yanı sıra tasarladıkları projeleri, eğitim geçmişlerini inceleyince ortak paydada buluşabileceğimizi gördüm. Buradaki aile ortamının oluşmasının temel sebebi, herhangi iki ortağın ötesinde, onların da bir aile oluşu belki de. Onun haricinde ikisi de çok iyi mimarlar ve sorumluluk vermeyi seviyorlar. Organizasyon konusunda çok başarılılar. Benim dediğim olacak, bunun haricinde bir şey yapamazsın gibi bir durumla karşılaşmıyorsunuz. Elimizdeki verileri toplayıp, ihtiyaç programına ve proje alanına bakıp, kararları hep birlikte veriyoruz.
Bence buranın en önemli avantajlarından biri, kentsel tasarım, iç mimari, restorasyon gibi çok çeşitli projelerde çalışma şansınız olması. Şu anda elimde iki tane restorasyon projesi var. Her ne kadar kurul süreçleri kolay olmasa da çok keyifli projeler. Daha önce bir yıl boyunca Bartın'daki Kaf Konak'ın şantiye takibini yaptım. Özellikle fikrine önem verdiğim arkadaşlarımdan gidip orada kalmalarını rica etmiştim. Ne düşündüklerini sorduğumda beklemediğim kadar güzel tepkiler almak tabii ki müthiş motive etmişti. Projelerin peşinde soğukta, şantiyede çok koşturuyorsunuz ama sonunda insanların o bahçede keyifle sohbet ettiklerini gördüğünüzde, o zaman gerçekten kutsal bir meslek için uğraştığınızı anlıyorsunuz. Mesleği özel kılanın bu his olduğunu o an hissediyorsunuz. Bartın'dan sonra Eskişehir'de bir konutun restorasyon projelerini hazırladık. Onun da proje onayları tamamlandı. Bu konuda müşteriye özellikle yardımcı olmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz restorasyon oldukça büyük bütçe gerektiriyor ve müşteri ne kadar eskiye bağlı kalmak istese de, o mekanla ne kadar duygusal bağı olsa da, maliyetleri gördüğünde o kadar büyük bir yatırım yapmak istemeyebiliyor. Bu konuda onları cesaretlendirmeye çalışıyoruz. Teknik bilgi sunmanın yanı sıra hangi fonlardan yararlanılabileceği konusunda ciddi bir araştırma yapıyoruz. Dokümantasyon konusunda da destek oluyoruz. Metrekare başına en fazla tarihi eserin bulunduğu Edirne'de eğitim almış olmama rağmen restorasyon konusunda çalışma fırsatım çok olmamıştı. Bu evleri yaşatabilmek için ciddi anlamda özen göstermeniz gerekiyor. Öğrenciyken haline üzüldüğüm binalar için bir şeyler yapabilmek çok özel bir duygu.