"İnsanlar buraya sadece iyi bir iş fırsatı diye bakmıyor"
04 Haziran 2014
Ekipteki çeşitlilik de oldukça dikkat çekici. Bu konuda demografik bir bilgi alabilir miyiz?
AD: salon architects'te herkesin uluslararası deneyimi var. Ofis içindeki Türk ekip olsun, yurtdışından gelenler olsun hepsi dünyanın farklı yerlerinde çalışmış insanlar. Bunun sağladığı en önemli avantaj farklı deneyimlerin bir araya geliyor olması. İnsanların farklı arka planları olduğu için kendi bulundukları okullardan getirdikleri farklı deneyimlerin ofise çok katkısı oluyor.
MA: Bir de bizim yurtdışı bağlamındaki alışkanlıklarımız devam etmiş oluyor (gülüyor). Sonuçta bu yeni çağın getirdiği bir durum. Artık herkes her yerle ilişki içerisinde, yerellik çok tartışılabilecek bir duruma geldi.
Bu arada web sitenizde ofisin felsefesinden bahsederken yerelliğe vurgu yaptığınızı da hatırlatmakta fayda var. Sonuçta çalışanın nereden geldiği önemli değil ama eğer İstanbul'da mimarlık yapıyorsa buradaki verileri de dikkate alması gerekiyor.
AD: Kesinlikle, içinde bulunduğu durumun avantajlarını ve özel durumu anlayıp onun içinden tasarım düşüncesi üretmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Benzer bir şekilde yurtdışından gelen ekip arkadaşlarının dışarıdan içinde bulunduğumuz duruma bakmaları da çok iyi bir fırsat. Onun da katkısını görüyoruz çünkü içinde bulunduğumuz durumdan tasarım üretmeye devam ettikçe aslında hep benzer şeyleri görüp benzer şeyleri yorumluyoruz. Ama dışarıdakinin bakış açısıyla farkında olmadığımız bazı şeyler daha ön plana çıkabilir, bunları bir araya getirebiliriz.
Peki ekibin neredeyse yarısının yabancı olması nasıl oldu? Türkiye'deki inşai faaliyetlerin çokluğu nedeniyle buradaki ofisleri araştırıp başvuruda mı bulunuyorlar? Erasmus bereketi mi? Yoksa sizin eski bağlantılarınız mı bu çeşitliliğe vesile oluyor?
AD: Karışık. Öncelikle yurtdışından çok başvuru geliyor. Tabii bazılarının stajyer olduklarını da belirtmek gerekir.
MA: Erasmus'la gelen öğrenciler de var, direkt iş için gelip başvuran profesyoneller de var. Onlar şu an değerlendirme aşamasındalar çünkü yasal olarak burada çalışabilmeleri için farklı bir işe alım prosedürleri var.
Hangi ülkelerden çalışanlarınız var şu an?
MA: Avrupa ağırlıklı; Yunanistan, Almanya, Litvanya... Az önce eski bağlantılarımızı sormuştun; iş üretimi açısından bu şekilde devam eden proje bazlı bağlantılarımız var. Bazen birebir 2-3 hafta burada bulunuyorlar, bazen de sadece Skype üzerinden koordinasyon toplantıları ya da atölye çalışmaları yapıyoruz. Tabi bu sirkülasyon hem bizim için hem ofiste bulunan ekip için çok heyecan verici bir durum yaratıyor.
AD: İnsanlar buraya sıradan bir iş başvurusu ya da iyi bir iş fırsatı gibi bakmıyorlar. Projelerdeki düşünce biçimine yakın hissettikleri için başvuruyorlar. Biz de bu işi yaparken hem projelere hem de mesleğe olan özel ilgimiz nedeniyle buna öncelik veriyoruz. Dolayısıyla bu tür başvuruları daha çok önemsiyoruz. İş başvurusu yapacak olanlara küçük bir tüyo daha vermiş olalım (gülüyor).
MA: Bazen çekindiği için gelmeyenler de oluyor. Ama sonuçta karşılıklı oturup konuşmak, o kişinin nasıl gelişebileceğini anlamak gerek. Bazen kişinin bilgi birikimi yeterli oluyor ama üretimdeki tekniklerle olan ilişkisi yetersiz kalıyor. Tabii bu, o kişinin o seviyeye gelemeyeceği anlamına gelmiyor. Eğer yeterli ilgi ve kapasite varsa çok kısa sürede hedefe ulaşabilecektir.
AD: Önemli olan ilgilenmesi ve bir şeyi hayata geçirmedeki merakı. Burada hem kendi başarmak istediği şeyleri hayata geçirmekten, hem de belli çalışma biçimlerini öğrenme isteğinden bahsediyoruz. Yani merak birçok şeyi tetikleyebiliyor.
MA: Ekip arkadaşlarımızla kendimize hep "Salon Ailesi" diyoruz. Çünkü burada bilgi paylaşımı çok önemli. Sadece ben biliyorum, ben üretiyorum demek yerine, herkes bilgisini ve tecrübesini birbiriyle paylaşıyor.
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın