“İstanbul’da fabrikatörün kızı ile fabrikatörün şoförü evlenmiyor”
04 Ekim 2010
Hazırladığınız haritalarda "erkek" ve "kadın" ayrımının, yani kentin cinsiyetler arası bir okumasının başat kriterlerden biri olduğunu görüyoruz. Bu kararın altında yatan sebepler nelerdi?
Nüfus sayımlarında bu ayrımlar zaten var. Ve genellikle bu iki ayrımı yan yana koyduğunuz zaman, belli niteliklere sahip kadınlar ile belli niteliklere sahip kadınların aynı yerlerde yaşadığını görüyoruz. Bu da şu demek: Türk filmlerindeki gibi, fabrikatörün şımarık kızı ile aynı fabrikatörün şoförü evlenmiyor. O ancak Türk filmlerinden olabilecek bir şey! Genellikle, insanların yaşamını yönlendiren mekansal matriksler içerisinde yaşıyoruz. Kadınlar ve erkeklerin dağılımları, birbirine çok örtüşen coğrafyalar üretiyor. Demek ki erkeklerin servis sektöründe çalıştığı yerlerde, kadınlar da servis sektöründe çalışıyor. Veya doğum yerleri itibariyle… Kadınların doğum yerleri ile erkeklerin doğrum yerleri örtüşüyor. Metropol illerde doğmuş olanlar, yine metropol illerde doğmuş olanlar ile birlikte yaşıyorlar. Yani kentte, bizim irademize rağmen bizim arkamızda çalışan örtük, toplumsal-mekansal süreçler var. Ve bu süreçler de bu şehrin coğrafyalarını şekillendiriyor. Yani hiçbir şey tesadüfi değil…
Yani aslında daha heterojen bir yapı olduğunu mu görüyoruz?
Tam tersine, daha homojen… Kaotik değil, aksine daha düzenli… Sandığımızdan ve gördüğümüzden daha örtük düzene sahip bir kent görüyoruz.
Haritaların "Mimarı" Tematik Küratör Murat Güvenç İle Serginin Hazırlık Süreci Üzerine
Güvenç İle "1910-2010"un "Ne İşe Yaradığı" Üzerine...
"İstanbul 1910-2010" Sergisi Hakkında Kısa Kısa / Kare Kare
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın