Kahire, "çok fazla"!

08 Kasım 2012

Bazen canımı sıktı bu şehir, bazen de hayran bıraktı. Bu şehri tanımlamaya çalışmak sözsüz sedasız bırakıyor… Belki sadece şunu diyebilirim: "çok fazla"! Kahire'de olan biten, durup gelen, kaçıp göçen, bağırıp çağıran, gülüp ağlayan, bakıp duran, adım adım yaklaşan, susmayıp anlatan, anlatıp dönüştüren, dinginleştiren, çıldırtan, sonra da gelip geçen çok fazla…



Havaalanından çıkıp taksiye bindiğim ve trafiğine daldığımız an, "Kahire uyumaz, 24 saat yaşar" dedi şoför. İlk defa, İstanbul'dan daha büyük ve karmaşık bir şehirle karşı karşıyaydım. Yaklaşık 1 saat süren taksi macerasının her dakikası birbirinden farklıydı. Beyaz üniformalı polisler, trafik ışıkları ve kurallardan bihaber Mısırlıları çizgisiz şeritsiz yollarda sakinleştirmeye çabalıyorlardı. Kent merkezine yaklaştıkça sokaklar darlaşıyor fakat aniden ortalığı yarıp geçen iki katlı ana yollar ortaya çıkıveriyordu. Satıcılarla dolu kaldırımlar insanları caddeye itiyor, trafik tıkalı olsa bile tehlikenin içine atıveriyordu.


 Taksiden trafik...

Otobüs durmadan aşağıya atlayıveren yolcular, duraksız şehrin sokaklarına karışıveriyordu. Çarşılar, pazarlar, çöp ve yemek kokuları ile egzoz dumanları birbirine karışıyor, gün kararırken bir bir ışıklanıyordu. Herşey ortada, hareket halinde, karmaşık ve iç içeydi.

En az iki kişi olarak dışarı çıkmamız tembih edilmiş, bu uyarı ile tedirgin ve dikkatli yürümeye başlamıştık.


 Kentsel donatılar

>>>>>


Piramitlere Yasalanan Kentte İki Hafta...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :