Hangi okuldan mezunsunuz?
İTÜ Mimarlık Fakültesi'nden 1987 yılında mezun oldum.
İsteyerek mi girmiştiniz mimarlığa?
Evet, isteyerek girdim. Çünkü baba tarafından aile mesleğiydi mimarlık. Babam, İTÜ Mimarlık Fakültesi Bina Bilgisi Kürsüsü'nde öğretim üyesi idi. Çocukluğun getirdiği bir hevesle ofisine giderdim, mezuniyet ya da proje dönemlerinde öğrencilerin getirdiği maketleri görür, o maketlerin içinde yaşarmış gibi hayal kurardım. Önce macundan evler yapardım , sonra babamın aldığı legolarla evler yapmaya başladım. Aslında çocukluğumdan beri hep bilinçaltıma işlenmiş mimarlık.
Öğrenciyken kafanızda nasıl bir çerçeve vardı mimarlığa dair?
Hedeflerim daha farklıydı tabii. Daha çok beklentim vardı, hepimizin daha çok beklentisi vardı ama mezun olduktan sonra yerini bir parça hayal kırıklığı aldı. Çünkü Türkiye'de piyasa çok dar ve Türkiye'nin geleneksel yapısından dolayı da herkes mimar! Gerçek mimarlara saygı çok düşük. Böyle olunca hedeflerime biraz daha yaklaşma hevesiyle Bina Bilgisi Kürsüsü'nde master ve doktora yaptım, ama doktorayı tez aşamasında bıraktım.
İlk mimarlık deneyiminiz nerede oldu?
Koç'a bağlı Garanti İnşaat'ta çalıştım ilk olarak. Garanti İnşaat, malzeme ve ihale hazırlığı konusunda çok faydalı oldu benim için. Sonra Han Tümertekin'in yanına geçtim. Orada çok şey öğrendiğimi söylemeliyim. 1991 yılına kadar Han Tümertekin ile çalıştıktan sonra, şartların da biraz zorlamasıyla birlikte ofis dekorasyonu işlerine doğru yönelmeye başladım.
İlk büronuzu ne zaman kurdunuz peki?
1993 yılında sınıf arkadaşım Burak Demirci ve bizim iki devre altımız olan eşi Esra Demirci ile birlikte kurduk ilk büromuzu. Adı, Paralel Mimarlık'tı. Ben ağırlıklı olarak ofis dekorasyonu işleri yaparken, ortaklarım da otel projeleri çalıştı. İlk işim ise, o zamanki bilgi ve tecrübeme nazaran oldukça büyük bir ofis tasarımı işiydi; Demirer Holding'e bağlı Demirer Kablo'nun ofislerini yapmıştım. Tabi hem yapmış hem öğrenmiştim. (Gülüyor) O iş büyük bir şanstı benim için, çünkü müşterim çok anlayışlıydı. Yoksa bugün yapılamayacak kadar büyük hatalar yapılıyor tabi.(Gülüyor)
Ortaklarımın ailesine ait otelleri vardı. Bizim büro hem onların otellerini hem de ofislerini yaptı. Bu arada o zamanki ekonominin getirdiği şans ile Türkiye'ye yabancı firmalar akın edince, onların ofislerini yapmaya başladık. 1993-1998 yılları arasında Paralel Mimarlık devam etti.
Sonra kendi büronuzu açtınız.
Evet. Kendimizi birden ofis tasarımı içinde bulmuştuk, ondan sonra da kendi ofisimizde hep ofis tasarımı alanında çalıştık. Ifc, Next, Wyeth, PriceWaterhouseCoopers gibi yabancı firmaların ofislerini yaptık ve böylelikle de çok ciddi bir yabancı firma portföyümüz oluştu. Bu süreçte çok büyük tecrübeler kazandık, çünkü insan yaptığı her işten bir şey öğreniyor.