Geçtiğimiz Haziran ayında Kentsel tasarım projelerinizin üçüncü etabını başlattınız. İlk iki etapta daha ‘sorunsuz' bölgeleri yenilemiştiniz. Çalışmalarına başlanan üçüncü etapta ise Şişli'nin daha sorunlu bir bölgesine el atıyor ve 3 ay içerisinde Osmanbey'in çehresini değiştirmeyi hedefliyorsunuz. Değişim sonrasında nasıl bir çehre çıkacak karşımıza?
İlk etabımızı 7-8 sene önce başlatmış ve bina cephelerini düzenlemiştik. Teşvikiye ve Halaskargazi bölgelerinde, bina cephelerinde yer alan klima, düşey tabela, reklam afişi gibi görüntü kirliliğine neden olan unsurları temizledik. Bunun yanı sıra cepheler fiziki olarak da çok harap durumdaydı. Kiminin boyaya, kimininse belirli oranda restorasyona ihtiyacı vardı. Mal sahiplerine öncelikle görüntü kirliliği yaratan öğeleri temizlemelerini, daha sonra ise cephenin restore edilmesini tebliğ ettik.
Restorasyon uygulamalarındaki temel kriterleriniz nelerdi?
Bunun için belediye bünyesinde, mimar ve mühendislerin yer aldığı bir estetik kurul oluşturduk. Kurul üyelerinin direktifleri doğrultusunda beş renk seçildi. Restorasyon dışında boya yapılacaksa mülk sahiplerinin bu renklerden birini tercih etmeleri istendi.
Hem yurt içindeki hem yurt dışındaki uygulamaları göz önünde bulundurarak, çağdaş kent dokusuna ve anlayışına uygun olduğunu düşündüğümüz renkler belirledik. Mümkün mertebe tarihi binalara uyum gösterecek renkler seçtik. Kullanıcıyı tek bir seçenekle sınırlamak istemedik.
İlk uygulamalarımızı Valikonağı, Teşvikiye ve Halaskargazi caddelerinde gerçekleştirdik. Birinci etap sadece bina cephelerinin yenilenmesini kapsıyordu. Fakat ikinci etap cepheyle birlikte tabanı da içeriyordu. Kaldırımları, yolları, altyapı da çalışmalarımıza dahil ettik.
Kentsel tasarım çalışmalarını etaplandırmadan önce bütüne yönelik bir strateji planı oluşturdunuz mu?
Tabi. İşe bina cephelerinden başladık çünkü önce tabanı yapmış olsaydık, cephe tadilatları sırasında zemin zarar görebilirdi. O nedenle de yukarıdan aşağıya doğru indik. Sonrasında yine belli bir düzen içerisinde diğer çalışmaları gerçekleştirdik.
İlk etapta binaların estetik vaziyetine odaklanıp, cephelerdeki gereksiz unsurları temizleyip restore ederken, ikinci etapta altyapıya yöneldik. Kaldırımları Bergama granit taşlarla kapladık. Trafik yolu da Bergama küp granit taşları ile döşendi. Çünkü bu kaplama gerçekten çok fonksiyonel ve estetik. Isıyı yansıtmama özelliği de var. Asfalt ise çok ısı kabul eden bir malzeme, su emme kapasitesi de sınırlı. Öte yandan Abdi İpekçi meyilli bir cadde; ızgara yapsanız dahi kuvvetli bir yağmurda insanlar karşıdan karşıya rahat geçemezler. Dolayısıyla suyun kolay emilmesi için hem ızgara sistemi uyguladık hem de granit taş döşedik.
Yani estetiğe yönelik bir kentsel tasarım projesinden yola çıkıyor ama işlevsel boyuta da aynı oranda önem veriyorsunuz…
Tabi, esas fikrimiz kentsel dönüşüm fikridir. Fakat uygulamayı rahat bir şekilde, fazla gürültü patırtı olmadan gerçekleştirmek istedik. Birinci etapta mülk sahiplerine 6 - 9 ay gibi bir süre tanımıştık. Bu zaman zarfında kullanıcı binasını, 20 günle 1 ay arasında bir sürede vasat bir işçilikle onarabilir. Sadece boya yapacaksa bu 10 günde de olabilir.
Belli kısıtlamalarda bulundunuz herhalde. Renk skalası verdiğinizi söylemiştiniz…
Evet, renkleri belirlemiştik. Ama en önemlisi, kısa sayılmayacak bu zaman zarfında yayalara zarar vermeden, trafiği aksatmadan çalışmaları tamamlamaya çalıştık, çünkü bir yandan zemin de yenileniyordu. Ama kaldırımlar geniş olduğu için belirli bir yerden başladığımızda yine dükkanlara girilip çıkılabiliyordu. Bir kısmını yapıyor, kalan kısmı da gece iş yerleri kapandıktan sonra tamamlıyorduk.
Bu sistemi Osmanbey'e nasıl uyarlayabileceğimizi düşündük. Çünkü orada da bina cephelerinin düzenlenmesi gerekiyordu. Toptan ticaret için gelen turistler ve yerli tüccarlar nedeniyle ortalık insan kaynıyor ama sokaklar dar. Çalışmaya başlamadan önce bir ay boyunca her sokağa ekipler yerleştirerek sabah, akşam ve özellikle de gün içerisindeki yaya trafiğini ölçtük. Çünkü bu sokaklar yaya trafiği ağırlıklı ve sabahları büyük bir stadyum boşalırcasına mahallelerden sokaklara doğru bir insan seli akıyor. Akşamları da tam tersi…
Abdi İpekçi'deki granit işçiliğini buradaki sokaklara uygulasaydık tek bir sokak 4-5 ay sürerdi, çünkü yollar düz değil; dükkana giriş sağlamak ya da pencereleri vitrine çevirmek için bazı noktalarda kaldırımlar hafredilmiş. O zaman da esnaf haklı olarak şikayet etmeye başlayacaktı, çünkü bu kadar uzun süren bir tadilata dayanmaları mümkün değil. Biz de kaldırımları en seri nasıl yapabileceğimize odaklandık ve baskı beton yönteminde kararı aldık.
Uygulamaların tamamlandığı Şair Nigar sokağından bir görünüm