Peki sizce ne yapılması gerekiyor?
Dünyanın diğer kentleri ile mukayeseler yapılarak, basit çözümlerle nasıl estetik cepheler yapıldığına bakılmalı. Eğer bu kutsal beraberlik el ele çözülürse devletin de işi kolaylaşır. Jean-Jacques Rousseau'nun bu konuda çok güzel bir sözü vardır: "Kenti yapılar oluşturur ancak bu yapıları yapanlar yurttaşlardır" . Yani kentin geleceği siyasilere, mimarlara, plancılara değil; o kentte yaşayan yurttaşların eğitim ve bilgi seviyesine bağlıdır. Bu seviye ne kadar yüksek olursa kentle kurulan kültürel bağ da o kadar güçlenir. Böylece yurttaşlar kenti tahrip edecek uygulamaların önüne geçebilirler ve daha iyi bir kente sahip olurlar.
Pazar yerlerinin estetik, ekonomik ve sosyal boyutunun iyileştirilmesi gerekir. Bizim Şişli'de kamusal alanların iyileştirilmesi için yaptığımız uygulamalar sadece denize bir yıldız atmak. Bu her şeyin iyi olacağı anlamına gelmiyor ama altyapıyı düzenlemek bile önemli bir katkı. Ama o kamusal alanda yaşayanlar da mekana değer katabilmeli. Paris'te St. Germain'den bir daire satın aldığınızda o çevrenin tüm kentsel değerlerini de satın almış olursunuz: Opera'yı, Les Deux Magots'yu, Sorbonne'u, müzeleri, metroları…
Şişli Belediyesi'nin şu anda düzenlemekte olduğu bölge, neon ışıklarla kaplı dükkanlardan oluşuyor. Buranın kentsel bir kimliğe kavuşması için herkesin birlikte bir şeyler sunması gerekiyor.
Harbiye ve Pangaltı, Osmanlı'da Batılılaşma hareketinin doğduğu semtler. 1970'li yıllarda "Şişli'de bir apartman" efsanesine ev sahipliği yapan bu konut bölgesi, bugün işyerlerinin istilasına uğramış durumda. Kamusal alanların altyapısını destekleseniz bile, bölgeye yeniden kimlik kazandırmak için heykel, aydınlatma elemanı gibi plastik öğelere ihtiyacınız var.
Michelin lastikleri, Bavyera'da otantik bir köy evinin cephesine, tam olarak da samanların atıldığı yuvarlak pencereye reklamını yerleştirmişti. Yerel yönetim, köyün resimsel özelliğini zedelediği gerekçesiyle hemen bu reklamı kaldırttı. Burada esas önemli olan zihniyet… Ancak kentsel değerlere gerçekten sahip çıkan toplumlar, evrensel değerlere kavuşurlar.