Bir konuşmanızda daha küçük dairelerle, yani 1+1 yatırıma başlamanın doğru olduğunu söylüyorsunuz. Geçtiğimiz aylarda bu dairelerle ilgili sınırlamalar getirildi. Bu konudaki görüşünüzü alabilir miyiz?
Tam bunu söylememiştim ama buna benzer bir açıklamam olmuştu. Öncelikle 1+0'a tamamen karşıyım, öyle bir şey düşünemiyorum, yani bu bir otel odası demek! Fakat 1+1'lerin önemli bir getirisi var. Yatırımcı için önemli. Sitelerde adetlerde belli bir yüzdeyi aşmaması kaydıyla kullanması faydalı. Toplum da bir evrim geçiriyor, gençlerin, emeklilerin, tek yaşayanların, düzgün bir şekilde organize edilmiş 1+1'lere ya da 1,5+1'lere çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ama bunlar mutlaka belli bir oranda olmalı.
Peki, bu oran aşılmış mıydı?
Evet, o zaman da sadece yatırım için satın alınmış, kiraya verilmeyi bekleyen, eğer kiraya verilemezse hayalet ortamlar haline dönecek projeler olmuş oluyor. Bu beni çok ürkütüyor.
Bundan 8 yıl önce 1+1'ler %5 oranında kullanılırdı. Bir ara bu oran %30'lara vurdu. Buna inanamıyorum tabi. Bir yerleşimde hiçbir zaman %30 oranında 1+1 olamaz. Zaten toplum kesiti de böyle bir yaşam biçimini tarif etmiyor. O zaman yaşamak, oturmak için değil, yatırım için satılıp alınıyorlar. Ve bunlar kendi içinde belli bir problemi de getirdi; şu anda bu tip dairelerin arzıyla gözlenen problemler nedeniyle zaten bundan bir geri dönüş var. Bence bir yatırım, bir konut geliştirme projesi mutlaka gerekli ölçüde yatırımcıyı davet etmeli ama bunun üstünde çoğunluk olarak ve büyük kapsamda kullanıcıya hitap etmeli. Yani kullanıcının yoğun olduğu bir projeyi tarif etmeliyiz. O zaman daha iyi yaşayacak, daha zengin yaşamlar tarif edecek bir yaşam bölgesine dönüşecektir. Bu çok önemli.
Zengin yaşam alanından bahsetmişken, sizin bir de kuruyan bir akarsuyu canlandırıp eski flora ve faunaya yeniden hayat verdiğiniz Akasya Göl Koru projeniz bulunuyor.
Akasya Göl Koru, göl etabı
Akasya Göl Koru, geçmişte burada ne vardı, ne olabilir fikriyle yola çıktığımız bir proje. Ne yaparsak gerçek doğaya yaklaşmış oluruz endişesinin bir sonucu belki de... Antepia projesi için araştırma yaparken şehrin adının, suyun gözü anlamındaki ‘Ayıntap'tan geldiğini öğrenmiştik.
Antepia
Meğerse su kaynaklarıyla meşhur bir yöreymiş. Ondan sonra düşündüm, Gaziantep yedi bin yıllık bir yerleşim, insanlar su kenarına yerleştiğine göre demek hakikaten böyle bir geçmişi vardı ki bu isimle ünlendi. Projemizin konsepti de buna dayandı ondan sonra. Yani geçmişi araştırmanın bir önemi var benim için. Hem iklim verileri, yeryüzü şekilleri hem de kültürdeki geçmişin ne olduğu...
Akasya Göl Koru, koru etabı