Tamer Tunbiş
02 Ocak 2014
40 seneyi aşan geçmişi ile köklü bir ofis olan Evrenol Architects'te yaklaşık 11 yıldır çalışıyorum. Bu süre zarfında Alp Bey ve Mehpare Hanım liderliğinde üretilen kaliteli ve başarılı birçok projede usta çırak ilişkisi içinde çalışma fırsatı buldum. İşe başladığım yıllarda ofis, Alp Bey, Mehpare Hanım ve dört çalışanı ile tam anlamıyla bir mimari atölye idi. Bugün itibari ile içerisinde yetiştiğim bu yapıya ortak olmaktan gurur duyuyorum.
Yurtiçi kadar olmasa da yurtdışına da proje hizmeti veriyoruz. Bu konuyu çok önemsiyor, Türk inşaat sektörünün yurtdışında elde ettiği haklı başarı ve gelişen ülke dinamiklerine paralel olarak artık Türk mimarların da uluslararası arenada boy göstermesini gerektiğini düşünüyoruz. Biz de bu düşünce ile yurtdışındaki fuarlara katılarak firmamızı ve hizmetlerimizi tanıtmaya yönelik girişimlerde bulunduk. Başta MIPIM ödülleri olmak üzere projelerimizin yurtdışında da beğeni ve ilgi görmesi bizleri ciddi şekilde motive etti. Yurtdışında ve yurtiçinde daha tanınır bir ofis olduk. Yaşanan gelişmeleri çok sevindirici bulmakla beraber kesinlikle yeterli görmüyoruz. Kısa vadede Orta Doğu ve Körfez bölgesinde yeni açılımlar planlıyoruz. Bu amaçla ilk olarak bölgede bir ofis açmanın rekabet edebilme açısından önemli ve gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Esnek ve dinamik bir kadromuz var. Bu sayede rahatlıkla projenin gereklerine uygun profilde ekipler oluşturabiliyoruz. Bazen tasarım ağırlıklı bazen de uygulama ağırlıklı ekipler gerekiyor. Her ekibin bir proje yürütücüsü bulunuyor. Ekibin her üyesi Mehpare Hanım ile birebir görüşüp tashih alıyor, böylece projeler tüm ekibin katılımı ile geliştirilmiş oluyor.
Projelerimiz özellikle vaziyet planı yerleşimleri ve bina cepheleri açısından ciddi farklılıklar içeriyor. Birbirine benzer, sadece kapı numarasıyla birbirinden ayrılmış, blokların oluşturduğu siteler yapmıyoruz. Arazinin doğal yapısına uygun, peyzaj öğeleriyle, aracın girmediği korunmuş yeşil alanlarıyla, enerji açısından kendi kendine yetebilen, çevreye duyarlı projeler yapmaya gayret ediyoruz.
Kolay projemiz yok. İşlerimiz çok yoğun, özellikle konut sektöründeki işler çok talepkâr. Piyasanın şartlarına bağlı olarak proje sürecinde değişiklikler gerekebiliyor. Biliyorsunuz, ülkemizde yönetmelikler iki ayda bir değişir hale geldi, her yönetmelik değişikliği bizim için bir kriz demek. Yönetmeliği iyice analiz edip, en iyi projeyi elde etmek üzere tekrar tekrar çalışmak gerekiyor. Tüm bu sebeplerden dolayı maalesef projeler planlandığımız sürelerde tamamlanamıyor. Ancak yaşanan bunca zorluğa rağmen sanırım mimar olmanın en keyifli yanı projelerin inşa edilip ortaya çıkması ile yaşanan huzur ve mutluluk.
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın