Sahilde yer alan Ottomare adlı projeniz hakkında biraz daha bilgi alabilir miyiz? Sanırım tartışmalı Onatlı Dokuz projesi ile aynı bölgede yer alıyor…
Ottomare'nin de çok enteresan bir öyküsü var. Orada bize verilen imar hakkıyla o projeyi yaptık ve ruhsat aldık. Proje alanı kazıldı, kazıklar çakıldı. İki kat beton atıldıktan sonra, Onaltı Dokuz projesi nedeniyle yükseklik mevzusu gündeme geldi. Ottomare, Onaltı Dokuz'un yarı yüksekliğinde bir proje ve tarihi yarımadadan daha uzakta, Bakırköy'e yakın. Ama yine de hemen işverenle masaya oturup bir karar aldık. Elimizde geçerli ruhsatımız olmasına rağmen projeden 5-6 kat attık. Ataköy-Bakırköy civarındaki diğer 3-4 yüksek binanın siluetiyle aynı noktaya getirdik. Ve bu benim içimi çok rahat ettirdi. Önceleri projem bozuldu diye çok üzüldüm ama sonra düşününce, İstanbul'a karşı borcumuz daha önemliydi. Severek kestik attık son 6 katı. Tasarımı da bir miktar değiştirdik. Şimdi evimden görünüyor ama bakarken içim ağlamıyor, İstanbul silueti yönünden bakınca da hiç görmüyorsunuz.
Ottomare Suites
Ama böyle bir sorun çıkmasa sizin baştan işvereni ikna etme gibi bir seçeneğiniz olamazdı çünkü zaten ruhsatı alınmış bir proje.
Onatlı Dokuz'a bile ağlıyorum ve gülüyorum yani. Hüseyin Kaptan hoca çok direndi. Mimarlar böyle bir proje yapılamaz diye imzalı dilekçeler gönderdik. Bütün mimarlar bağırdı ama kimse dinlemedi. Ancak yapılmışını gördükleri zaman "bu neymiş" dediler. Bu bağlamda baktığınızda Odakule'den başlayın, The Marmara (eski Etap Oteli), Süzer Plaza bütün bunları yıkıp atmak lazım. Galata'nın, Dolmabahçe'nin tepesine dikiliyorlar. Kadıköy Moda tarafından baktığınız zaman, tam Süleymaniye'nin tepesinde bir kubbe daha var. Bu nedir diye bakıyorsunuz, Tekstilkent'in kuleleri. İstanbul'daki siluet problemi 15-20 yıllık müthiş imar faaliyetinden sonra akıllarına geldi. Bu arada silueti bozan birçok yüksek bina yapıldı sağa sola. Nihayet bu konu ele alındı ve İstanbul'un 3D maketini yaparak tetkik ediyorlar. Bence İstanbul'a bir tane de esaslı, 1/200'lük maket yakışırdı. Şimdi bir karar alındı, yüksek bina hiç yapmayacaklar. Bu da doğru değil. Halkalı'ya yap, Kartal'a yap, Samandıra'ya yap. Eğer yüksekliği yok edip emsali değiştirmiyorsanız, müthiş masif bir taban alanı gelecek. Bunu hayal bile edemiyorum. Yani sadece daha az yeşilli, daha masif bir yapısal çevreyle karşı karşıya kalacağız. Bu beni çok korkutuyor. Kat yüksekliği engellenecekse emsal de engellenmeli. Fikirtepe'ye 4 emsal verip (Akasya'nın 2 misli), ondan sonra kat sınırlaması da getirirseniz nasıl olacak? Türkiye'de bugüne kadar hiçbir yerde böyle bir yoğunluk görmedik.
Akasya'nın emsali yüksek değildir, çevresi gibidir. Eğer oraya bir kule dikmeyip binaları 8-10 katlı yapsaydık, hiçbir yeşil alanımız kalmayacaktı. Yani nasıl bir çevre oluşturacağınızı tartmak zorundasınız. Alıştığımız 8-10 katlı, 6 metre mesafeli, birbirine bakan daireler mi yapacağız, yoksa böyle bir konum mu deneyeceğiz?
Tabi bu projenin bulunduğu yere, oradaki imar koşullarına bağlı bir şey…
Şu da var, bu tasarımı yaparken projeye her taraftan baktık. Üç boyutlu haritalarla etkisini etüd ettik. Nereden ne görürüz diye düşündük. Projenin Çamlıca'nın gölgesinde kalması içimi rahat ettirdi. Yoksa bu kıyıda bir yerde böyle dikilseydi herhalde ortalama yükseklikte bir yapı yapardım.