Kitabın hazırlanması ne kadar zamanınızı aldı?
Her gün düzenli olarak çalışmadık ama yine de ciddi bir zaman ayırdık diyebilirim. Yazı konusunda daha hızlıyımdır. Kendi kısmımı 1 ay gibi bir sürede tamamladım. Ama fotoğraf faslı daha uzun sürdü. Çünkü elimizde binlerce fotoğraf vardı. Sırf İstanbul fotoğraflarımı bulup düzenlemem bile birkaç günümü aldı. Alain için de aynı durum geçerli.
Alain Borie ile aranızda nasıl bir iş bölümü yaptınız?
Bu biraz karışık bir durum. Öncelikle 1987'de kaleme aldığımız bölümleri yeniden toparladık. Malzemelerin çoğunu ilk basımda kullanmıştık ama tümünü yayımlamamıştık. Her birimiz ilgi duyduğumuz bölümler üzerine odaklandık. Ben daha çok eski kent ve çağdaş kent başlıklarını inceledim. Ama ikimiz de her bölüm ile ilgili bir şeyler yazdık. Örneğin Alain Borie, Aya Sofya'yı derlemek istediğini söyledi, ben de çağdaş kentin diğer bölümleri ile ilgilendim. Yazım aşamasını da yine ortaklaşa yürüttük. Ben Bizans'tan Henri Prost'a kadarki kısmı yazdım, Borie de 1950 sonrasını kaleme aldı. Zaten uzun süredir birlikte çalıştığımız için bu konuda pek güçlük çekmedik.
Fotoğrafların çoğu size ait. Dizinin genel alışkanlığı bu yönde mi?
Evet. Aslında bizim tercihimiz, daha az fotoğraf kullanarak daha çok plana yer verebilmekti. Ama dizinin genel kurgusu mümkün olduğunca bol fotoğrafa yayımlamak üzerine kurulu.
Valide Han avlusu, 1912, C. Gurlitt, "Die Baukunst Konstantinopels"
Çok güzel eski fotoğraflara rastlıyoruz. Fotoğrafların bir bölümünü yurt dışındaki özel vakıflardan temin ettiğinizi görüyoruz.
Eski görsellerde telif masraflarını en aza indirmek için genellikle kendi kartpostal koleksiyonumdan faydalanmaya çalıştım.
Bunun yanı sıra Türkiye'deki ve yurtdışındaki arşivlerden de yardım aldık: Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Correr Müzesi (Venedik)... Örneğin kitabın ilk sayfalarında yer alan 1912 tarihli Pera fotoğrafı, Albert Kahn Müzesi'ne ait. Albert Kahn zengin bir finansör ve kendisi için otokromlar çekmeleri için dünyanın dört bir yanına fotoğrafçılar gönderiyor. Araştırma çalışması coğrafyacılar tarafından yürütüldüğünden çok başarılı sonuçlar elde ediliyor. Bu koleksiyonda Türkiye'ye ait yüzlerce güzel fotoğraf da bulunuyor.
Pera'da bir sokak, Eylül 1912, otokrom, Stéphane Passet, ©Musée Albert-Kahn.
Kitabın üçte biri çağdaş kente ayrılmış. Ama okurun referans alabileceği ölçekte bir haritaya rastlayamıyoruz.
Harita konusunu iyi bir şekilde çözümleyebildiğimizi söyleyemeyeceğim. İkinci bir harita eklemek iyi olurdu ama dizinin genel kuralları, sadece bir haritanın yayımlanmasını şart koşuyordu. Seçtiğimiz harita ise daha çok gezi bölümüne hizmet ediyor ve İstanbul metropoliten alanının tamamını göstermiyor. İstanbul gibi büyük bir kent için bir genel plana, bir de Tarihi Yarımada'yı gösteren detaylı bir haritaya ihtiyaç vardı diye düşünüyorum. Hiçbir şey mükemmel değildir (gülüyor).