"Mimaride yaşadıklarınızı yansıtıyorsunuz ve yaşamak istediklerinizi yaratıyorsunuz"

NK: Geleceğe dair sizi en çok ne heyecanlandırıyor? 

SKB: Heyecan değil de enerjili, renkli diyelim. Bir şey heyecanlı olmasa da, heyecanlı hale getirmeye çalışıyorum. Çünkü bir defa yaşıyoruz, güzel şeyler yapalım. Yapabileceğinizin en iyisini yapmak, insanı rahatlatır. Kontrolünüz dışında, yapabileceğinizin en iyisini yaptığınızı bilmeniz önemli. Bunun dışında beni ne heyecanlandırır? Ben mimariyi biraz hayat stili olarak görüyorum. Tasarımcı ve mimar olarak ne kadar sanatsal yaklaşsam da; yaşadıklarımın, birikimlerimin bir yansıması olarak görüyorum. Aslında heyecanı bizim kendimiz koymamız gerek. Bu bir bakış açısıdır, hayat tarzıdır. Yaşadıklarınızı yansıtıyorsunuz ve yaşamak istediklerinizi yaratıyorsunuz. Mimari, sonuçta insan yapımı bir çevredir, mekandır. Kendi vizyonumuzla; mekanın nasıl olması gerektiğini, ışığı nasıl yakalayacağını, dokusunun nasıl olması gerektigini belirliyoruz. Mimar olarak farklı insanların farklı yansımaları vardır. Kullanıcı, işveren ve ekibin birlikteliği de kimyalarının bir araya geldiği bir oluşumdur. Herkese değer vermek lazım; istediğiniz kadar "istediklerimi yapacağım" deyin, işveren bunu uygun görmüyorsa, bütçe yoksa, heves yoksa, ekip de yoksa, bunlar bir araya gelmiyor.