"Müşteri mimara güvendiği zaman iş çok iyi gidiyor"

24 Kasım 2019

NK: Sürecinden en keyif aldığınız projeniz hangisi?

FK: Öyle spesifik bir proje yok ama en sıcak Attic Loft diyebilirim. Bazı projeleri severek yapıyorsunuz ama bazen müşteri ilişkiniz iyi olmuyor. Sevdiğiniz projeyi sevmemeye başlıyorsunuz. Tasarım olarak projeyi seviyorsunuz, iş süreci olarak sevmeyebiliyorsunuz. Bunların hepsinin bir araya gelmesi işi çok keyifli hale getiriyor. O zaman da iş iyi gidiyor. 

Müşteri mimara güvendiği zaman iş çok iyi gidiyor. Müşteri çok fazla sorguladığında, çok karıştığında, olmayacak problemler çıkmaya başlıyor. Mesela Attic Loft, hem tasarım olarak hem de işleyiş olarak çok sevdiğim bir proje. Çünkü bana çok güvenen biriyle çalıştım. Bana bırakmıştı bir sürü kararı. O zaman çok keyifli çalışıyorsunuz. 

Mesela Arnavutköy’de bir konut yaptım, o da dubleksti. Çok ciddi manzarası var, bütün mekanlar iki köprüyü birden görüyor. Çok keyifle yaptığım, çok eski bir bina, inanılmaz modern şekilde revize ettik onu. No1903 de çok keyifliydi. Her ne kadar uygulamayı da biz yaptığımız için bir sürü sıkıntılar, maddi problemler yaşasakta, tasarım olarak baktığınızda zaten keyifli olmayan şeyi web sitesine koymuyorsunuz. 

Bir de sosyal sorumluluk projelerinde mimari çalışmalar yapmak beni çok mutlu ediyor, onların değeri tarif edilemez.

NK: Renk seçiminden, sürdürülebilirlikten de bahsettik. Malzeme seçim sürecinde nasıl işliyor proje süreçleri? Burada dikkat ettiğiniz, öncelik verdiğiniz kriterleriniz neler? 

FK: Malzemelerde ahşabı çok kullanıyoruz, çok seviyoruz. Bazen çok sade yapmak istediğimizde lake olarak da kullanıyoruz ama nerede nasıl kullanılacağına bağlı. Çok zor, zarar verilecek alanlarda tabii onu kullanamıyoruz, o zaman daha akrilik, daha sürdürülebilir, daha zarar görmeyecek malzemelere dönüyoruz. Aslında ilk başta karar verdiğimiz şey nasıl bir görüntü görmek istediğimiz ve ondan sonra bunu nasıl doğallıkla yapabiliriz diye malzeme araştırmasına giriyoruz.

Genelde çok da farklı malzemelere gitmiyoruz aslında. Ahşaptan sonra, akrilikte istediğim formu verebildiğim için kullanmayı seviyorum. Üstünde oynayabilmeyi seviyorum. Onun haricinde, metali kullanmayı seviyoruz, paslanmazı kullanmayı seviyoruz ama bu bütçeyle de alakalı. Yani belli malzemeler var zaten hep kullandığımız, onun haricinde doğal taş tercih ediyoruz. Ekonomide biraz sıkıntı oluyorsa, seramiğe dönüyoruz ama her zaman doğal taşı tercih ediyorum. Çünkü doğal taşı çok bireysel görüyorum. Benim evimdeki doğal taşın aynısı birebir başka hiç kimsenin evinde olamaz. Döşemeliklerde faklı malzemeler kullandığımız oluyor. Mümkün olduğunca doğal malzeme kullanmaya çalışıyoruz.

NK: Altıgenler de gördüm birkaç projede?

FK: Altıgenler No1903’ün tavanlarında var. Futbol topundan esinlenip yaptığımız bir tasarımdı, tavandaki altıgenler. Wilo sosyal alanında da kullandık bu formu. Altıgenle iyi kombinasyonlar yapabiliyorsunuz. 


Feza Ökten Koca ile...
Mimari ekipten...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :