ETSM'nin özellikle öne çıkan bir bölümü var mı?
Sergiler bölümünün iyi işleyeceğini düşünüyorum. Şu anda "Kare Metal" sergisi yayında... Kare Metal, Sadi Öziş ile İlhan Koman'ın 1950'li yılların sonunda kurdukları, metal mobilyalar üreten bir tasarım pratiği. Bu sergiyle ilgili bütün küratoryel çalışmayı Sadi Bey'in oğlu Neptün Bey yapmış. Sergi geçtiğimiz Ocak ayında Mimar Sinan'da açılmıştı. Biz de Sadi Bey'in anısına bu malzemeleri kendisinden talep ettik. Tüm görseller ve metinler Neptün Bey'de mevcuttu. Gerçek serginin hemen akabinde kaybettiğimiz Sadi Öziş'i anmak amacıyla, sanal sergi dizimizi "Kare Metal" ile başlattık. Aslında bu bölümde kurum tarihlerine de yer vermek istiyoruz. Yani endüstriyel tasarımı kullanan ve üretenlerin kurumsal kimliği ve tarihiyle ilgili de sergiler yapmak istiyoruz. Bunun dışında, temalar belirleyip karma sergiler hazırlayacağız. Örneğin kahve teması ve kahve üzerine tasarlanmış her şey… Tabi bunlar sponsorlu sergiler olmak zorunda...
ETTA ve ETSM projesi kapsamında gerçekleştirilen sektörel toplantılardan bu konuyla ilgili fikirler çıktı mı?
Doğrudan sergiye dönük bir şey çıkmasa da bağlantılar kuruldu. Şu anda yeni bir sergi oluşturmak istediğimizde, endüstriyel tasarımı ilgilendiren sektörler ile bağlantıya geçip onların elindeki malzemeleri de değerlendirebileceğimizi ümit ediyoruz. Bir de öğrenci sergileri açmak istiyoruz. ETSM'yi Haziran sonunda yayına açınca bu seneki mezuniyet projelerini kaçırdık ama önümüzdeki seneden itibaren bütün endüstriyel tasarım okullarının öğrenci sergisine katılımını sağlamaya çalışacağız. Tabi sanallığın böyle bir rahatlığı da var. Şu anda Türkiye'de 20'yi aşkın endüstriyel tasarım bölümü bulunuyor. Hepsine haber ulaştırıp, ETSM'nin süreli sergi alanında bitirime projelerini yayınlamak isteyen bütün öğrencileri içeriğimize dahil edeceğiz. Yaz aylarını genelde böyle geçirmeyi planlıyoruz.
Biraz da "Geçmişten Günümüze Beyoğlu'nda Tasarım" sergisinden bahsedelim dilerseniz…
Bu sergi, artık sona yaklaştığımız bir etkinlik, tabi ETSM'den esinlendi... ETSM ile ilgili çalışırken, Osmanlı Modernleşmesi döneminde neredeyse hiçbir şey üretmediğimizi, dünya fuarlarına bile hububat ve sebzelerle katıldığımızı, numuneten sergilenen iki fes, bir halı durumunun söz konusu olduğunu gördük. Bir yandan da Beyoğlu'yla ilgili bir şeyler yapmak istiyorduk. Beyoğlu'nun, Pera'nın her zaman Avrupai bir yüzü var. Büyük mağazaların olduğu, ithal ürünlerin satıldığı, yüzünü Batı'ya dönmüş bir yer… Dolayısıyla kronolojik olarak tespit ettiğimiz durumu ve değişim sürecini sergilemek istedik. Tabi sergi nesnel bir kurgu olduğundan, durumu daha çarpıcı bir şekilde gösterebilmek amacıyla özellikle 1930'lara 40'lara kadar Beyoğlu'nda kullanılan ya da satılan endüstriyel tasarım malzemeleri yani ürünler bulmaya çalıştık. Bu ürünleri de olabildiğince endüstriyel tasarımın kapsadığı sektörler içinden bulmaya çalıştık. Bu eski ürünleri bulduktan sonra günümüzde bunların Türk tasarımcılar tarafından tasarlanmış ve Türk sanayiciler tarafından üretilmiş benzerlerini bulmak hiç de zor olmadı. "Semaveri bulduk, hadi şimdi Ümit Altun'un Arçelik için tasarladığı Tiryaki'yi alalım" gibi... O kadar kolay oldu ki, çünkü şu anda her şeyi tasarlayabiliyor ve üretebiliyoruz. Araba bile bulduk ama sergi mekanına sığmayacağı için vazgeçtik. Dolayısıyla değişim sürecini mümkün olduğunda keskin verelim dedik. Bir yana hakikaten çok eski parçaları, bir yana da ara dönemleri koyduk. Sergide yer alan ürünler arasında ocaklar, sobalar, televizyonlar var. Çok ara dönemlere girmedik, 1940'larda 50'lerde kesin bir şekilde durup, 2000'li yılların tasarımlarını da yanlarına koyarak karşılaştırmayı o şekilde vermeye çalıştık. Bir de sergiyi keyifli efemera malzemeleriyle, eskinin reklamları ve görüntüleriyle zenginleştirmek istedik.
Efemeralarda hangi arşivden, kaynaktan faydalandınız?
Sağolsun Gökhan Akçura bütün arşivini açtı bize… İlanların tümü Gökhan Akçura'nın. Kendisi şu anda alışveriş tarihiyle ilgili bir kitap yazdığı için çok kolay oldu. Beyoğlu'yla ilgili parçaları doğrudan aldık. Mekan ve mağaza görsellerinin bir kısmını ise İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'nden edindik. Eski malzemeler çoğunlukla Büyük Londra Oteli'nden, sofra takımı gibi objeler ise Pera Palas'tan geldi. Sergide ayrıca özel koleksiyoncuların parçaları da yer alıyor. Bunu eşleyen yeni parçalar ise her yerden geldi diyebilirim. Çeşitliliğe özellikle dikkat ettik. Tasarımcılar kendi ürünlerini bağışladılar. Firmalar bağışta bulunmadığı için ürünlerini satın aldık. Daha sonra bunları bağışlayacaklar diye ümit ediyoruz.