MesutT: Proje için seçilen zon ne kadar isabetli bir tercih?
GüzinK: Bizim için planlamada bütünsel bakış önemli. Bu anlamda Tarlabaşı ve Beyoğlu'nun tek bir seferde yeniden ele alınması gerekiyor. Ama ne planlama pratiğimiz buna hazır, ne belediyelerimiz böyle bir gereksinimin farkında. Bir de çok üst üste gelen sorunlarla karşı karşıyayız. Bu kadar çok problemin üst üste geldiği bir ortamda hepsine birden en ideal çözümü üretmek zor. Seçilen birimler, birbirleriyle çok güçlü ilişkiler kurmamasına rağmen, tanımlanmış birimler. Batıda da süreç, mahalle ölçeğinde ele alınan projelerle başlıyor. Çünkü mahalle, insanların birlikte hareket edebileceği, sosyal ilişkile kurabileceği bir ölçeği veriyor. Böyle bir başlangıç bütünle birlikte ele alınsaydı, daha açık ve şeffaf bir tartışma ile bir noktaya gelseydi daha iyi olurdu. Ama proje gündeme geldikten sonra da birçok ciddi ortamda tartışıldı; kilit sorunlar masaya yatırıldı. Bunların nasıl çözüleceği de adım adım görülecek. Bazı deneyimleri bu şekilde görmemiz gerekiyor.
MesutT: Projeye dahil olduğunuz zaman her şey netleşmiş miydi?
GüzinK: Ekip belliydi. Mimarlar ve onlara danışmanlık yapacak kişiler netleşmişti. Orada üst ölçek kararları yeniden ele almak, incelemek görevi bana düştü.
MesutT: Proje tamamlandığı zaman çevresiyle nasıl bir ilişki kuracak sizce?
GüzinK: Bu projeyi, kentsel dönüşümün bir parçası olarak görmek gerek. Biraz önce belirttiğim gibi, orada yaşayanlar da projede yer aldığı zaman bir süreklilik sağlanacak. Ama kentlerde her zaman için bir hareketlilik söz konusudur. Kolay olmayacak, ama fiziksel yenileme dengelerde bir değişiklik yaratacaktır.
MesutT: Süreç içinde yaşanan tartışmaları ne kadar öngörebilmiştiniz?
GüzinK: Mutlaka tartışmalı bir süreç olacağını tahmin etmemek mümkün değil. İstanbul için birkaç farklı kentsel dönüşüm projesinin ele alınması gerektiğini düşünüyordum. Aynı dönemde gündeme gelen Sulukule Projesi, farklı bir kapsamda. Onun hakkında hala daha farklı düşündüğümü söyleyebilirim. Ama Tarlabaşı için, kentin içindeki bir mekanın hareketlenmesi, yenilenmesi, bu hareketlilik içerisinde orada yaşayan kentlilerin, orayla bütünleşen grupların yaşamlarını sürdürerek yeni gelenlerle kaynaşması gerekliliğine inanıyorum. Ama bütün tarihi kent merkezlerinde, bütün dünyada denge bu şekilde sağlanıyor. Orada varolan kentliler, değişen mekan, yeni gelenler ve onlarla birlikte kurulan yeni dengeler... Nitekim tartışmalar sonucunda Beyoğlu Belediyesi bölge halkını daha iyi tanımak için bir ofis açtı. Daha önce açılmalıydı ve yüklenici ile o kadar üst üste gelmemeliydi ama bunlar tam da bize özgü şeyler. Ben yine de iyi niyetli deneyimler olarak düşünüyorum.