Konut projeleri ve şehircilik üzerine yoğunlaşan Barselonalı mimarlık ofisi Real Time Architecture'dan Santiago Parramón neden Türkiye'de iş yapmak istediğini şu sözlerle anlatıyor:
"Özellikle Türkiye'yi anlamak istiyorum, Türkiye beni baştan çıkarıyor... Türkiye'nin çağdaş hali ile ilgileniyorum ben; o devinim içindeki, hareket halindeki, diyalog içindeki bu ülke, bir anahtar ülke haline geldi."
İspanya mimarlığında yerel malzeme kullanmak gerçekten de o kadar önemli mi?
Bir bina yerine ait olmalıdır ve bunun için de o yerin, binanın içine işlemesi gerekir. Wright, "insanlar bir yapıya ait olmalıdır aynı şekilde de o yapı insanlara ait olmalıdır" der. Benzer bir biçimde yapılar da insanların ikamet ettiği bağlama ait olmalıdırlar ve bunun da o binanın inşa edildiği malzemelerle doğrudan ilgisi vardır.
İspanyol mimarisinde yerel malzemeyi önemli kılan nedir?
Temel bilgiler, fakat sadece bu İspanya'da böyle değil. Bizler malzemelerin kullanımı ve bunların yerle bağlantısı konusunda eğitiliriz ve (bizim için) önemli olan şey, dünyanın neresinde çalıştığımızın öneminin olmamasıdır.
Mansiyon ödülü kazandığımız "Kudüs Sanat ve Tasarım Akademisi" tarafından açılan yarışmada yenileme ve kamu, kültür ve iş alanlarının gelişim süreçlerinin motoru olarak, binanın kendini apaçık gösterdiği karmaşık geometrik alanlar yaratmak için yerel malzeme kullandık.
Ayrıca bu mimari nedenler ve duyular ile birlikte çalışıyor ve son olarak da renk, ışık, farklı, farklı görünümler, ekranlar, sıcak dokuların aksine soğuk dokular ve bir dizi öneri ile birilerini baştan çıkarıyor.
Bizim yapılarımızın çoğu yaşar, korunur; yapılarımız (insanlarla) iletişime girer, kültürü ve kenti yansıtır. Çünkü bunların hepsinin yapımında yerli taş kullanıldı. Fakat geçmişini silmek isteyen ve gelecek hakkında konuşmak isteyen Çin'de, Shenzhen'deki Landmark kulesinde olduğu gibi malzemeler ve teknoloji etkili olabiliyor. Güney Çin, önde gelen teknoloji alanı olarak mevkisini yükseltmek istiyor. Biz Shangay'da gerçekleştirdiğimiz bir atölye çalışmasında projelerin aynı zamanda yer ile bağlantısına da işaret etmiştik.
Peki, İspanya mimarisinin bugünü nasıl değerlendirilmeli?
Son derece pozitif bir biçimde… Zorluklara rağmen bizim kuşağımız sınırları kırdı, sadece fiziksel olarak da değil, aynı zamanda zihinsel olarak da. "Yerel"den "küresel"e doğru yol aldık.
Bu nokta da tam da bu temel üzerine kurduğum doktora tezimden bir alıntı yapmak istiyorum: "Küresel düzeyde mimarlık, genel olarak da sanat tekdüzeliği ima eder, fakat oldukça aykırı bir biçimde biz her zaman bavulumuzda bir slogan taşırız: Yereli unutma!"
Bugün dünyada İspanya mimarlığını kimler temsil ediyor?
Liste uzun: Rafael Moneo, Enric Miralles, Ricardo Bofill, Santiago Calatrava... Her biri kendi stili ile bilinen, sadece bilgiyi değil aynı zamanda da mimari için bir tutkuyu ileten benim neslimin müthiş İspanyalı ustaları… Bence artık asalarımızı havaya kaldırmak ve dünyaya kapasitemizi göstermek için bir şansımız var.
Bu isimler hakkında siz neler düşünüyorsunuz?
Bilgiye ve deneyime sahipler. Her biri, kendi yolunda İspanya mimarlığına çok büyük katkılarda bulundu. Düşünün, biz İspanya'da ekonomik gelişim adına tarihi bir dönemi yaşadık ve bu süreçte de yüksek düzeyde mimarlık üretmek için bir şansımız oldu.
Sizce İspanya mimarlığı ve Türkiye mimarlığı arasında herhangi bir bağlantı var mı?
Hem Türkiye, hem de İspanya Akdeniz'in ucundaki iki yarım ada ve eski çağlardan beri her ikisi de pek çok medeniyet için kıtalar arasında buluşma noktası olmuş. İki ülke de kültürler arasındaki köprü rolünü oynuyor. İspanya, Türkiye ile İslam sanatının faydalarını ve bilgeliğini paylaşıyor. Tarih bizim ülkemize kuyumcuların, çömlekçilerin ve usta marangozların çalıştığı ve değeri şimdilere kadar ulaşan Kordoba Cami ve Elhamra Sarayı gibi mimari örnekler bıraktı.
Bence şu anda iki ülke de bizi birleştiren özel bir duyarlılık sayesinde malzemenin ve mimari konseptin değerini anladı.
Bu bağlantıyı hangi unsurlar sağlıyor, peki?
Dokunma, hissetme, duygu, yer ile kurulan hassas bir ilişki. Renkler, ışık, dokular; Akdeniz.
İspanyalı mimarlar neden Türkiye'de çalışmak istiyor? Örneğin sizi Türkiye'ye getiren ne oldu?
Beni Türkiye'ye getiren "tutku" oldu. Özellikle Türkiye'yi anlamak istiyorum, Türkiye beni baştan çıkarıyor... Türkiye'nin çağdaş hali ile ilgileniyorum ben, o devinim içindeki, hareket halindeki, diyalog içindeki bu ülke, bir anahtar ülke haline geldi ve önümüzdeki yıllarda bu ülke (dünyaya) meydan okuyacak.
Ünlü İspanyol mimarlık teorisyeni Ignasi de Solà-Morales şunu iddia ediyor:
"Çağdaş yer, mimarların öğrenmek zorunda olduğu bir kavşak olmalıdır. Bu, değişmez bir nokta, bazı görüntüler için bir sadakat, topografyanın gücü ya da arkeolojik bir hafıza değildir. Daha çok bağlamsal bir esastır, zaman zaman bizim çağdaş uygarlığımızın evrensel kaosu içinde kendi yoğunluğunu sabitleme yeteneğine sahip bir seviyedir."
Ben sizin ülkenizde iş yapmak ile ilgileniyorum, bu benim için heyecan verici ve birlikte güzel şeyler yapabileceğimize inanıyorum.
Ben aynı zamanda bu yıl 2010 Kültür Başkenti olan İstanbul'a, Kapadokya'ya hayranım. Türkiye'deki kentlerin hepsi çok etkileyici bence...