Sarah Alzhand

23 Aralık 2018

Sarah Alzhand

Mimarlık ve yüksek lisans eğitimimi Tahran’da tamamladım. Orada üniversite hocasıydım. Ofisim, imza yetkim vardı. Sonra bir şekilde Türkiye’ye geldim ve yaklaşık 5 seneden beri buradayım. Türkiye’deki ilk mimarlık ofisi deneyimim ise Piramit Mimarlık oldu. Ofisin İran’da büyük ölçekli bir projesi vardı ve buraya başlamama bir vesile oldu.

Piramit Mimarlık’ı diğer ofislerle kıyaslarsam, hem mimarlık hem de hayat dersleri açısından burada en büyük avantajımız Turgut Hoca. Mimarlık zor bir bölüm; sanat bilmelisiniz, insanların ruh hallerini bilmelisiniz. Burada bunların hepsini deneyimliyoruz. Turgut Bey nasıl davranıyor, bir projeyi nasıl yürütüyor, o psikolojiyi nasıl dengeliyor, çalışanlarını nasıl motive ediyor, hepsini öğreniyoruz.  

Buraya geldiğimde ilk olarak çok çalıştıklarını söylemişlerdi. Açıkçası bu bana çok zor bir durum gibi gelmemişti çünkü çalışkan ve aktif birisiyim. Ama bu kadarını tahmin etmiyordum (gülüyor). Turgut Bey günde 12-16 saat çalışıyor. Bu yaşta böyleyse bizim yaşımızda nasıl çalışıyordu diye bazen düşünüyorum.

Piramit Mimarlık çok disiplinli bir ofis çünkü aynı anda çok büyük projeler yapıyoruz. Mesela 1500-2000 dairelik projeler yapılıyor. Hangi proje nerede, nasıl, hangi aşamada, Turgut Bey hepsini birebir aklında tutabiliyor. Hesaplamalarda yanlış bir şey yaptığımızda hemen fark ediyor. Artık kendisiyle iddiaya girmiyorum, makina yanlış yapabilir ama Turgut Bey yapmaz. Gerçekten mimar olmak için doğmuş, mesleğine çok aşık birisi. Onu ayakta tutan da bu çalışması. İşini severek ve zevkle yapıyor. Çok yoğun çalışsak da yaptığımız projeleri ve ofis ortamını seviyorum. Ayşe Hanım, Mehmet Bey, Turgut Bey hepsi çok saygılı ve anlayışlılar. Çok emek veriyoruz ama diğer konularda kendimi hep rahat hissediyorum.

İran projesi aslında küçük bir şehir. Toplam 2 milyon metrekarelik bir alana sahip. İran Hazar Denizi'nin tam kıyısında yer alıyor. Turgut Bey burada 57 senenin tüm birikimini döktürmüş diyebilirim. Projenin içinde cami, hastane, okul, otel, AVM, konferans salonu ve villalar var. Suyla entegre olan çok büyük bir proje. Uzun senelerdir üzerinde çalışılıyor. İranlı olduğum için projenin her aşamasında yardımcı olmaya çalışıyorum. Mesela çok farklı villalar var, tekneyle içlerine girilebiliyor. Bildiğim kadarıyla diğer İran projeleri arasında da çok fark yaratan bir proje olacak.

Ofiste eskizleri Turgut Bey yapıyor. Kendisine kağıt vermeye korkuyoruz çünkü mutlaka değiştiriyor. Sabah geldiğimde bambaşka bir proje ortaya çıkmış olabiliyor. Tam bir mimar, her detayı eskizle anlatıyor. Biz de bunları dijital hale getiriyoruz. Piramit Mimarlık'ta araştırmalara da çok önem veriliyor. İyi bir kütüphanemiz var, uzun yılları kapsayan bir süreli yayın arşivi mevcut. Burası bir ofis ve atölye karışımı. Araştırma ve projeyi birarada yaptığınızda her şey daha farklı oluyor. 

İran'daki mimarlık yapma biçimiyle Türkiye’yi karşılaştıracak olursam, her ülkenin kendi kanunları olduğunu söyleyebilirim. İran’ın da her şehre göre değişen bazı kuralları var. Türkiye'de en hoşuma giden şey detaylara çok dikkat edilmesi. Detaylar iyi düşünülünce yapımı da daha kolay oluyor. İran'da bu konuda biraz eksiklik var. Orada da çok iyi mimarlar var ama burada projeler daha hızlı ilerliyor.

 


Piramit Mimarlık Kurucusu ve Ortakları ile...
Piramit Mimarlık Çalışanları ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :