Bilgi Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra birkaç yerle iş görüşmesi yaptım. O sırada çevremde Piramit Mimarlık’ı çok öneren oldu. Köklü ve piyasaya hakim bir firma olduğunu ve çok sayıda projeye imza attığını söylediler. Tecrübe kazanabileceğim bir ofis olduğunu düşünerek randevu aldım ve başvuruda bulundum. Turgut Bey’le görüştükten sonra anlaştık. Bir seneyi aşkın süredir de Piramit Mimarlık’ta çalışıyorum. Daha önce staj yaptığım yerler olsa da burası profesyonel olarak ilk ofis deneyimim.
Görüşmemiz sırasında Turgut Bey’in söylediği ilk şey, bu ofisin biraz disiplinli olduğuydu. “Yıllardır işleyişimiz bu şekilde” demişti. Ofisin son senelerde yaptığı projeler beni çok etkilemişti. Bazen bunalsanız da diğer türlü bu işler çıkmayabilir. Çünkü çok sayıda büyük ölçekli proje yapıyoruz. Hep bir yoğunluk var. İş saatleri biraz uzun ama öyle olmasa da projeyi yetiştirmek için biz uzatıyoruz. Hafta sonu bazen dönüşümlü olarak ofise geliyoruz ama bu işin yoğunluğuna bağlı olarak değişiyor.
Ben daha çok Mehmet Toydemir ile birlikte çalışıyorum. Onu bir akıl hocası olarak görüyorum. Uygulamadan ziyade konsept projelere bakıyor. Ondan ne öğrenebilirsem benim için çok değerli. Şu sıralar İstanbul Zaim Üniversitesi Halkalı Kampüsü ile yine aynı bölgedeki Teknopark’ın avan projesi üzerinde çalışıyoruz. Proje geliştirirken konseptten itibaren biz de sürece katılıyoruz. Toplantı halinde eskizler yapılıyor, araştırma ve analizler üzerinden tartışılarak perspektiflerle devam ediliyor. Turgut Bey, Ayşe Hanım, Mehmet Bey, Erhan Bey ve diğer herkesin katılımıyla bir beyin fırtınası yapılarak proje şekil alıyor.
Piramit Mimarlık’ın tamamlanan yapıları arasında en çok beğendiklerim olarak House Residence, Nurol Tower, Avantgarde Hotel ve Shangri-La Bosphorus’u sayabilirim. Bir ara daha önceden yapılmış projelere ilişkin bir sunum hazırlamıştım. Tüm bu işleri görmek beni çok etkilemişti. Özellikle Büyükdere-Maslak hattı üzerinde bir sürü projeye imza atmış köklü bir ofisiz.
Ofiste yabancı ekip arkadaşlarımız da var. Bu hem bize hem de onlara farklı bir katkı oluyor. Biz İngilizcemizi geliştirirken onlar Türkçe öğreniyor. Projeleri İngilizce tartışmanın bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Ama Piramit Mimarlık’ın bana en büyük katkısı, uygulama projesinden bitiş noktasına kadar bir projenin her aşamasını deneyimlemek. Turgut Bey, Mehmet Bey ve ben üç farklı nesiliz. Burası disiplinli bir ofis olsa da gayet güzel anlaşıyoruz. İlk geldiğim günden bu yana ofise giderek daha fazla alıştım.