Son dönemde çok sayıda otel yapısı tasarladınız. Aynı tipolojiden örnekler olsa da markalara göre değişen istekler, beklentiler oluyordur.
Ayşe Toydemir Chamuleau: Evet oluyor. Genelde gruplar kendi şartnameleriyle geliyor. Her birinin ayrı ayrı talepleri olsa da otelde gerekli olan ortak birtakım özellikler var. Biz bu ana konuların çözümü için gerekli olan bilgilere hakimiz ve tasarımı bu bilgi birikimi üzerine kuruyoruz. Devamı anlaştığımız firmanın şartnamesine göre şekilleniyor.
Mehmet Toydemir: Otel projelerinin ortak paydaları belli. Şartnamelerin içine girince de çok hızlı çözüyorsunuz. Genelde işveren işin başından bir otel grubuyla anlaşmış olmuyor. Proje ileri bir aşamaya geldikten, hatta ruhsat aldıktan sonra bile otel grubunun devreye girdiği oluyor.
Shangri-La Bosphorus
Marka belli olduğunda farklı talepleri olursa revizyonlar nasıl yapılıyor?
MT: Şartnamenin öngördüğü tüm etkileşimler projeye ve sahaya yansıtılıyor.
Sizden otel mimarisine ilişkin genel bir değerlendirme de almak isteriz. Son dönemde turizm yapılarında öne çıkan eğilimler neler?
Ayşe Toydemir: Alışılmışın dışında sürprizli mekanlarda kalmak, seyahat deneyimini zenginleştiren artı bir değer. Bu anlamda, günümüzde, orijinal olan, tasarım anlamında inovasyon içeren ‘tasarım oteller’ (design hotels) ilgi çekiyor. Yeni nesil biraz daha deneyimsel, mekana girdiğinde kendisini görsel açıdan şaşırtacak, hem de deneyimlenmekten etkileneceği bir tasarımla karşılaşmak istiyor. Bununla birlikte, artık bir yaşam tarzı haline gelen ve gittikçe önem kazanan ‘wellness’ (esenlik) akımına hizmet eden turizm kompleksleri de öne çıkanlardan.
Erhan Toydemir: Aynı zamanda, fonksiyonların gereklilikleri günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden tanımlanıyor. Örneğin yakın geçmişte, spa ve fitness alanları ikincil alanlarda planlanırken günümüzde çok daha önem verilerek konumlandırılıyor.