“Türkiye’de endüstriyel tasarım, belleği olmayan bir disiplindi”

13 Temmuz 2012



Peki mesleki yaşantınızda deneyimlediğiniz başka ne gibi zorluklar veya verdiğiniz hangi mücadeleler sizi böylesi bir proje için emek vermeye itti?


Bülent Zorlu: Endüstriyel tasarımın ne olduğunu, endüstriyel tasarımın bir hizmet olarak nasıl satın alınacağını anlatmak zorunda kalmak, tüm tasarımcıların en büyük sıkıntıları arasındadır. Tabi ki bunları bilen büyük bir kitle var ama bizim artık 'bilmeyen' ve çoğunluktaki kitleye ulaşmamız gerekiyor. KOBİ'leri işin içine sokmak, onlarla çalışmaya başlamak gerekiyor. Dolayısıyla yapmaya çalıştıklarımız, endüstriyel tasarımı tanıtmak ve tasarımcıları daha büyük kitlelere açmak noktasında konumlanıyor. Öte yandan, örneğin, birlikte çalışmak üzere tasarımcı aramaya çalışsanız, buna ilişkin pek bir kaynağa rastlayamazdınız. Ancak şu anda Endüstriyel tasarım Sanal Müzesi var! Orada, son 10 yıl içerisinde üretimde bulunmuş ve ETMK etkinliklerine katılmış A'dan Z'ye tüm tasarımcıları, hatta ötesinde onların tasarımlarını bir arada görme imkanınız var.

Gamze Güven: Kısacası ciddi bir bellek çalışması oldu. Şimdiye kadar böyle bir şey yoktu; belleği olmayan bir disiplindik. Tam olarak da sektörleşip sektörleşemediğimizden emin değildik. Aslında bir endüstriyel tasarım sektörü elbette vardı! Sonuçta yaklaşık 20 yıldır gerek in-house firmalarda gerekse serbest olarak endüstriyel tasarım alanında hizmet veren profesyoneller var. Ama biz, bu sektörü daha tanımlı ve gücünü, potansiyelini ortaya koyabilen bir hale getirmeye çalıştık.



Biliyorsunuz Türkiye artık bir cazibe merkezi… Burada ciddi bir üretim yapılması ve gelişen bir ülke olmamız, yabancı tasarımcıların da akımına uğramamızı sağladı –ki Dutch Design Desk YEM'de kuruldu, biliyorsunuz. Uzun bir süredir biliyoruz ki İtalyanlar, İspanyol ve İngiliz tasarımcılar Türkiye'den iş almak istiyorlar. Türkiye'nin gücünü toplayan bir disiplin olarak bunu hızlandırmak zorundaydık. ETMK bu anlamda katalizör bir rol oynadı. Bu sektörü daha güçlü bir yapıya dönüştürerek uluslararası alanda da hizmet verebilen ve büyüyebilen şirket yapılarına ulaşmayı ve bunların sayılarının artmasını arzu ediyoruz. Keza Hollandalılar da (DutchDFA ve Dutch Design Desk Istanbul'u kast ediyor) işbirliği yapmaktan söz ediyorlar. Yaklaşık bir senedir bunu nasıl canlandırabileceğimizi –ama belki daha da kritiği- nasıl "win-win" olarak nitelendirilebilecek bir duruma kavuşturabileceğimizi görüşüyoruz. Çünkü buraya geliyorlar ve biz sonunda –aynı müşterilere hizmet vermek üzere tanıtım yaptığımız için- rakip konumuna düşüyoruz. Bizim için önemli olan kavrayış şu: Pasta salt Türkiye değil, biz bunu paylaşmıyoruz. Asıl pasta bütün dünya ve tüm dünyaya birlikte iş yapalım! Burada üretim ve tasarım gücü var, orada ise teknik, inovasyon ve tasarım… Bunları birleştirerek tüm dünyaya yönelik bir hamle yapmanın cazip olduğunu söyledik.


Gamze Güven ve Bülent Zorlu ile...
Burçak Madran ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :