Bir makalenizde, peyzaj mimarının tulumunu giyip birebir alanda çalışmasının önemine değiniyorsunuz.
DA: Peyzaj mimarlığı çok enteresan, poetik bir alandır. Ve aslında otodidaktiktir. İstendiğinde neredeyse enstalasyona dönüşebilir. Anlık ve değişime açıktır. Yorum yapılabilirsiniz, kurgusu sağlam olduğu sürece esnektir. "Projeyi çiz, başkası uygulasın", artık işler böyle gidiyor. Yapacak bir şey yok çünkü dünya bu yöne gitti. Ama aslında peyzaj mimarlığı birebir yapılan bir iştir. Bu yıllar, bizim hakikaten de birebir, elimizle çalıştığımız yıllardır. Örneğin Sevim hamileyken, doğuma yakın bir zamanda hala bitki dikiyordu. Öyle bir alan bu...
SA: Çizerken de kediler paftaya yatar, o aydınger kabarır, ölçek değişir, baştan çizmek gerekir...
DA: Tabii şimdi artık öyle bir şey yok, işler kendi kendine yürüyor. Ama bu benim çok da hoşuma gitmiyor. Fakat en son Emre Arolat'a Bodrum Vicem Evleri'nde tekrar o birebirliği yakaladık. Hatta burada bıraksak mı diye de düşündüm. Son 3-4 senedir bayağı Arolat projesi yaptık. Hepsi de çok keyifli oldu. Bir kısmında çok başarılı olamadık ama bazılarında Türkiye, hatta dünya ölçeğinde üst çizgileri yakaladığımızı düşünüyorum. Özellikle Vicem projesi tam söylediğim anlamda bir iştir. Projeyi kenara atıp neredeyse yerinde, ustaya bağlı olarak çalıştık. O zaman bir sürü parametre oluyor. Çok rahat da bıraktılar beni açıkçası... O ilk senelerden sonra nihayet poetik dediğim şeyi yeniden yakaladığımız, birebir elle yapılmış -çünkü bu dönemde vakit ayırmak da mümkün değil- kafa göz yara yara bitirdiğimiz bir iş oldu. Ve doğrusu bizi çok mutlu etti.
Teknik insanla zanaatkar arasında konumlandığınız bir durum...
DA: Aynen, çok ilginç ve keyfili bir durum. İşçilerin, ustaların da getirdiği bir şeyler var. Bunları tekrar görmek, hep birlikte yoğurmak çok hoştu. De facto durumlar, istediğin malzeme yok, ertesi gün bitmesi lazım, yorum yapman lazım. Ben buna caz diyorum... Tekrar o jam session havasını yakalamak, bunu hatırlamak doğrusu iyi oldu. Hakikaten de bir ara "bu son iş olsun, bu defteri de kapatalım" diye düşündüm. Gerisi keyifli değil çünkü. (gülüyor)