Az önce iş stratejisinden bahsettiniz. Burası bir mimarlık ofisi ve bir genel koordinatörünüz var. Volkan Kaynak’ın ofise neler kattığına da kısaca değinebilir misiniz?
Volkan daha çok satın alma ve idari işlerle ilgileniyor. Gerçekte işin içerisinde görmediğiniz ya da iş olarak nitelendirmediğiniz, mimarlık haricinde kalan her şeyi o yürütüyor.
Bu doğrultuda iki noktaya değineceğim, bir tanesi iş kurmakla ilgili. Bir börekçi açacağınız zaman ya bu işi bildiğiniz için börekçi açarsınız ya da börek yapmayı öğrenip ondan sonra bu işe girersiniz. Ama tutup da börekçi bir genel müdür almazsınız. Yani başlangıç noktası tamamen o işi yapmak üzerinedir. Bu bizde de böyle oldu, başlangıçta hepimiz mimardık. İlk beş sene personelin yüzde 80-90’ı mimarken, gittikçe mimar tarafı toplam yüzdede düşmeye başladı çünkü ofis büyüdükçe idari işler, satın alma, kesin hesap, hakediş, muhasebe, finans tarafı da büyüdü. Bu aslında tehlikeli bir durum çünkü üretenlerin sayısı azalırken, o işi düzene sokmaya çalışanların sayısı artıyor. Bu dönüşüme doğru zamanda başlamanız lazım. Bunu başlatmazsanız, bu sefer mimari anlamda ne ürettiğinizi ölçemiyorsunuz. Diyelim senede 50 tane mağaza uygulaması yaptınız ama para kazandınız mı, hangi projeden ne kazandınız, müşteri size ne kazandırdı? Sonrasında bunları değerlendirip değiştiremezseniz bu sefer kaybetmeye başlıyorsunuz. Şirketlerin kırılma noktaları genelde buralar oluyor. İşler büyüdükten sonra bu sistemi düzgün kurabilirseniz, o zaman siz olmadan da doğru veya yanlış yaptığını anlayabilen, ona göre bazı kollarını budayabilen ya da o tarafa doğru büyüyebilen bir yapı haline gelmeye başlıyor. Bu bağımsızlaşmayı sağlayabilmek çok önemli. Aslında şimdiki en büyük planım, bu firmanın bu işi ben olmadan nasıl yapacağını sağlamak.
Şu anda dört ortaksınız. İnisiyatif alabilecek kıdemli mimarlar yetiştirme süreci nasıl işliyor?
Çok zor. Birinci yöntem, iğneyle kuyu kazar gibi birebir o kişi üzerinde çalışmak. İkinci yöntem ise, profesyonel hayatta belli bir yere gelmiş, kendini ispatlamış kıdemli bir mimarı ofise dahil edip, ondan diğer ekip üyelerini eğitmesini istemek. Ama ya sizin o deneyimli mimarı alacak paranız olmuyor ya da paranız oluyor ama yaptığınız işler o kişiyi yeterince tatmin etmiyor. Öncelikle sizin büyümeniz lazım. Ofisin doğru noktaya geldiğini hissettiğinizde bu sefer onları içeriye ekmelisiniz. Ekmezseniz, o zaman zaten bu iş bundan daha ileriye gitmeyecek ve büyük ihtimalle direkten dönüp birazcık aşağıya doğru boynunu bükecektir. Yani hayatın bu kısmında da strateji önemli.