Alparslan Özarpat
YOO Mimarlık ekibi nasıl bir araya geldi?
Ben ODTÜ Mimarlık mezunuyum. Ortaklarımızdan Alptekin Yıldız ile aynı sınıftanız. Kendisiyle okula başladığımız gün tanıştık. Alptekin, ODTÜ Devrim Stadyumu’nun tribününde mimarlığa ayrılan bölümde oturuyordu. İlk o gelmiş, ikinci ben. Tabi bütün okul hayatımız birlikte geçmedi ama sonra yollarımız bir şekilde tekrar kesişti. Zaten belli bir grup oluyor ve o hiçbir zaman tam olarak kopmuyor. İşe başlarken Alptekin’in o anki durumu bu pozisyona uygun olduğu için birlikte yola çıktık. Orçun’la da İstanbul’da iş yaparken tanışmıştık.
Bir de Mete Buyurgan var.
Evet, o da 5 yıl önce aramıza katıldı. YOO, soyadlarımızın baş harflerinden oluşuyor: Yıldız, Özkan, Özarpat. Aslında planlı konmuş bir isim değildi. İlk başta Yıldız, Özkan, Özarpat Mimarlık Stüdyosu dedik. Sonra birçok yerde adımızı YOO olarak söyleyince, baktık bazı şirketlerde çift cariler açılıyor; biri Yıldız Özkan Özarpat, biri de YOO diye. İkisi ayrı şirketler gibi algılanınca ticari unvanımızı da YOO’ya çevirdik.
Kuruluş tarihiniz Temmuz 2007 olarak geçiyor. O dönemde ofis kurmanıza ne vesile olmuştu? Yeni bir proje mi almıştınız ya da artık kendi işimizi mi yapalım dediniz?
Evet, elimizde bir proje vardı.
Öncesinde muhtemelen hepiniz başka ofislerde çalışıyordunuz.
Tabi, hatta genelde şantiye ağırlıklı çalışıyorduk. Hani bir iş biter bir iş başlar, sonra diğeri biter başka bir iş başlar ya, biz de öyle bir dönemdeyken ufak ufak kendi işlerimizi yapmaya başlamıştık. Her mimar zaten dışarıdan bu tür danışmanlık hizmetleri verir. Ama şirketleşmek, ofis açmak gibi bir fikrimiz yoktu. Sonra eski bir tanıdığımız “böyle bir işimiz var, yapar mısınız” deyince, ofis açma fikri tam olarak oluştu. Baktık ki bu iş hakikaten büyük yerlere doğru gidecek, birlikten kuvvet doğar diyerek, işe üç kişi girmenin doğru olacağını düşündük. İşi tek başıma alıp yanımda birilerini çalıştırmaktansa, üç kişi birlikte götürmek daha mantıklı geldi. Hâlâ da aynı şekilde düşünüyorum. İyi bir ortaklık kurabilirseniz bu çok güzel bir şey. Mesela biz üç şirket gibi çalışabiliyoruz. YOO’nun dışında yürüttüğümüz diğer işlerde de bunun çok faydasını gördük. Bölünüp biriniz oraya, biriniz buraya gidebiliyorsunuz. Çok iyi profesyonellerle çalışabiliyorsunuz ama sonradan kolay kolay kimseyi ortağınız yapamıyorsunuz. Başlangıçta iyi ki böyle bir karar almışız.