Tures Mimarlık'ın 14 yıl ile üçüncü en kıdemli mimarı Birsu Altınışık'a da sirkülasyonun fazla olduğu mimarlık alanında bunca yıl aynı ofiste çalışmanın nasıl bir duygu olduğunu soruyoruz. Altınışık sorumuzu "Bazen çok keyifli, bazen de çok bunaltıcı" diye yanıtlıyor ve devam ediyor: "İnsanın ruh hali projeye göre değişebiliyor tabi, ama ben işimi çok keyifle yapan biriyim. Tasarım insanı gençleştiren ve öteye götüren bir şey çünkü. Belki de o yüzden, tasarım yapmanın verdiği şevkle 14 sene hiç ara vermeden aynı yerde çalışabildim."
Tüm tasarımlara olmasa bile, ofisten çıkan pek çok tasarıma eli değen Altınışık Tures'te yaşanan bir proje sürecini şu şekilde anlatıyor:
"Öncelikle oturup müşterinin bizden ne istediğini, yerin nasıl olduğunu ve ne yapmamız gerektiğini konuşuruz. Sonra el eskizlerini hazırlarız. Bu eskizler üzerinden müşteri ile konuşuruz, eğer müşteri "tamam" derse eskiz bilgisayara geçirilir. Eğer değişiklik isterse el eskizinde o değişiklikler yapılır, müşteriden onay alındıktan sonra bilgisayara geçirilir."
Altınışık, hala el ile çalışıyor olmak üzerine ise şunları söylüyor:
"Galiba bu sektörde, elle çalışan nadir bürolardan biriyiz. Bence de doğru olan elle çalışmak, çünkü kesinlikle çok daha hızlı; bilgisayarda bir çizgiyi çizmeye çalışıncaya kadar elde neredeyse bir paftayı bitirmiş oluyorsunuz. Bir de bilgisayarda sadece bir noktaya odaklanıyorsunuz, el ile çizerken ise daha eskizi yaparken her şeyi düşünmek zorunda kalıyorsunuz. O yüzden bence mimarlık, el ile yapılıyordur."
Şu aralar Kapadokya'daki otel projesi üzerine çalışan Altınışık, bürodaki iş önceliği hakkında ise
"Eğer teklif vermemiz gereken bir avan proje varsa, öncelikle ona bir eskiz hazırlıyoruz. Yoksa devam eden işlerimizin bilgisayarda çizimlerini yapıyoruz. Her şeyi bir arada götürmeye çalışıyoruz" diye konuşuyor.