Lisans ve yüksek lisans eğitimini Floransa Devlet Üniversitesi'nde tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönen Serpil Aytek, Floransa'daki mimarlık ortamı ile İstanbul'daki mimarlık ortamının birbirine çok benzediğini söylüyor. "Aslında iki ülke birbirine çok benziyor" diyen Aytek, iki kent arasındaki mimarlık ortamı arasındaki en büyük farkın, Floransa'da İstanbul'a nazaran daha çok mimarlığın sanatsal boyutuyla ilgilenildiğini dile getirerek "Floransa'da benim staj yaptığım bir ofiste, örneğin çizim el ile yapılırdı. Çünkü el ile yapılan çizimin gerçekliğine inanıyorlardı. Ama diğer taraftan bilgisayarda çizim yapmak çok daha kolay." Aytek, "Bu rehavet hali Akdenizlilikten kaynaklanıyor olsa gerek" diyerek Floransalı ve İstanbullu mimarların ortak noktalarının ise yumurta kapıya dayandığında işi bitirmek olduğunu ifade ediyor.
Floransa'daki büroları da göz önüne alarak Tures Mimarlık hakkında ise "oldukça iyi " diyen Aytek, şöyle devam ediyor:
"Burasının yurtdışı ile iyi bağlantıları var. Büro sadece İstanbul odaklı çalışmıyor, Türkiye'nin pek çok yerinde projesi var. Restorasyondan tasarıma kadar burada çok çeşitli projeler yapılıyor. Açık büfe gibi, deyim yerindeyse. (Gülüyor) Bu bir mimar için büyük bir şans bence. Örneğin ben restorasyon odaklı çalışsam da zaman zaman mimari projelere de yardım ediyorum."
Aytek, öğrencilik yıllarında Fatih Terim'in İtalya'ya gitmesiyle başlayan süreçte İhlas Haber Ajansı'nın (İHA) İtalya muhabirliği yaptığını, iki yıl önce Türkiye ilk geldiği zamanlarda sinema ile ilgilendiğini söyleyen genç mimar şu aralar Beşiktaş'taki Şeyh Safir üzerine çalışıyor.