Biraz da ofisin işleyişinden bahsedelim. Proje alım yöntemleriniz neler? Kendinizi tanıtmak için neler yapıyorsunuz?
Akgün Özüekren: Kendimizi tanıtmak için uzun zaman hiçbir şey yapmadık. Tamamen referansla, yaptığımız işlerden ilerleyen bir model oldu. Son yıllarda ofisteki iletişimci ekip daha aktif. İşleri bizim için ifade ettikleri hikayelerle birlikte dijital mecrada sık sık paylaşıyorlar. Bir de PR danışmanlığı konusu var tabii.
Selen Selviler Özüekren: İki üç yıl önce, bizim hizmet alanımızın biraz daha farklı olduğunu ve bunu anlatmamız gerektiğini fark ettik. Beyaz Fırın’la da çalışan halkla ilişkiler ekibi bize destek verdi. Bu PR çalışmasının esas amacı, bu ofiste gerçekten çokdisiplinli bir durum olduğunu, çalışma tarzımızın bu olduğunu anlatmaktı. Tam o sırada gıda alanında bir talep artışı oluştu. Herkes işini bırakıp kafe, restoran açmak istiyordu. Pastaneler yenilenmeye başladı. Bir restoran, bir pastane, bir mutfak nasıl planlanır; tezgahı, dolabı nasıl alınır derken, bir şefle çalışmaya başladık. Daha sonra menü nasıl oluşturulur, o menüye göre nasıl bir iç tasarım yapılır, mutfak, imalat nasıl düzenlenir, bunları inceledik.
Beyaz Fırın Kanyon
AkgünÖ: Sunum araç gereçlerinin planlanması, çatal, bıçak, bardak ve bunun sofraya giderken nasıl sunulacağı, menüde nasıl yer alması gerektiğine kadar çalışıyoruz.
SelenSÖ: Bunların hepsini yapalım diye yola çıkmadık ama zamanla bu yönde gelişti. Konsepti ortaya çıkarırken şef de danışman olarak bize katılıyor. Fotoğrafçı ekiple de uzun zamandır birlikte çalışıyoruz.
“İş alma yöntemimiz hâlâ referansla yürüyor”
Kimlerle çalışıyorsunuz?
SelenSÖ: Fotoğrafçımız Umut Töre. Styling’i de Selin Bağçacı Ünlü yapıyor.
AkgünÖ: Umut üniversite zamanından arkadaşımız.
SelenSÖ: Umut’u da zorla gıda fotoğrafçısı yaptık (gülüyor).
İş alma yöntemimiz hâlâ referansla yürüyor. Ama PR çalışmaları ile çokdisiplinli tasarımı tam anlamıyla hayata geçirmenin nasıl bir şey olduğunu örneklemiş olduk. Çokdisiplinli çalışma dediğimizde kafe, restoran yapmaktan bahsetmiyoruz sadece. Örneğin demir çelik endüstrisinde bir firma için önce kimlik çalıştık, beraberinde de ofis yaptık. Duvarları, toplantı odalarını, yönetici odalarını kimliğin bir uzantısı olarak giydirdik. Sonra onlar kendi içlerinde küçük bir kafeterya yaptıklarında o kafeteryanın menüsünü, görsellerini, hatta kahve bardaklarını dahi tasarladık.
Osmangazi Köprüsü için bir sergi alanı tasarladık. Bir nevi teknoloji müzesi. Hem mimari tasarımı hem de sergileme tasarımını Karbon üstlendi. İçeriğin oluşmasına da epeyce katkımız oldu. Tüpraş ile çok uzun yıllardır çalışıyoruz. Özellikle iç iletişime ilişkin, “information graphics” dediğimiz kısmı hazırlıyoruz. Çok fazla teknik bilgi var. Bunları insanların daha kolay anlayacağı şekilde görselleştiriyoruz.
Türkiye’nin en sevilen matematik oyunu; Mati
2017 Kasım ayında ise farklı bir projeyi hayata geçirdik. PR için birlikte çalıştığımız İşteİletişim ekibi ile beraber Mati adında bir matematik oyunu hazırladık. Oyunun kurgulanmasından tasarımına, üretiminden pazarlama ve satışına kadar içinde olduğumuz çok farklı ve keyifli bir süreçteyiz. İki farklı kutu oyunu ile başlamıştık, şimdi 4 oyunumuz var. Türkiye’de özellikle ilköğretimde matematik eğitimi travmalarla dolu. Oyunla öğrenme konusunda güzel bir adım oldu Mati. Türkiye’nin en sevilen matematik oyunu diyebiliriz ☺