“Grafik tasarımı ile sınırlı bir eğitimden sonra üçboyutlu tasarım alanında kendimi geliştirmek için çok çaba gösterdim”

Bugün "Akın Nalça" denilince aklımıza gelen ilk şey bir kişi değil, bir ürün serisi yani bir marka oluyor. Fakat öncelikle o markanın arkasındaki kişiyi tanıyalım. Akın Nalça kimdir, nasıl bir eğitim almış ve mekan sistemleri işine nasıl bulaşmıştır?İDGSA UESYO'dan sonra Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Grafik Bölümü'nden mezunum. Mesleki yaşamımın ilk yıllarında grafik tasarımcı kimliğim ile işler yürüttüm. Ancak özellikle 1985 sonrası çalışmalarım, yerlerini zamanla mekansal tasarıma bıraktılar.

Sözünü ettiğiniz "mekansal tasarım", "Akın Nalça" ya da "Terminal" özelinde nasıl bir pratik?

Ben bu süreci daha çok mekansal iletişim ve geçici mimarlık da diyebileceğim bir alan olarak tanımlıyorum. Fuar standı, vitrin ve display tasarımı, satış yeri, ticari ve kültürel sergilemeler ve ürün tasarımı bu tanımı kapsayan alanlar… Terminal'i de özetle, mekan çözümleri konusunda proje üreten, projesi olanlara çözüm getiren ve onlara, var olan ürünlerin katkısını, kullanılabilirliklerini ve daha da önemlisi kendi birikimimizi aktarabileceğimiz bir platform olarak görüyoruz.

Peki bir grafik tasarımcı olarak merak saldığınız bu mekansal tasarım alanına el atarken sıkıntılarla karşılaşmadınız mı?

Elbette iki boyutlu eğitimin getirdiği bazı handikaplar vardı. Ama tam olarak da bu nedenle kendimi, mekan ve üç boyutlu tasarım alanında geliştirmek için çok çaba gösterdim. Hem malzeme hem de yapım tekniği konusundaki eksikliğimi, kişisel çabalarım ile aşmaya çalıştım. Öte yandan mekan olgusunu deneyimlerken, iletişim için aldığım grafik eğitiminin yararını da gördüğümü eklemem lazım.

Sizi özellikle fuar standı tasarımlarınız sayesinde tanıyoruz. İşinizi en başlarda ticari ve tasarımsal anlamda nasıl yönlendirdiniz ve nasıl idame ettirdiniz?

İlk yıllarda hep özel üretimler ile yoluma devam ettim. 1996 yılı sonrasında ise yurtdışında sistem ve mekan tasarımı konusunda arayışlara girdim. Sonuçta özgün işler için yeni araçlar peşindeyseniz bu kolay bir şey değil. Çünkü ortadaki örnekler, genellikle teknik ve ekonomik çözümler için çok deşifre edilmiş tasarımlardı. Bu arayış içinde benim milat diyebileceğim nokta, Burkhardt Leitner Constructiv ile karşılaşmam oldu. Bu ismi hep vurgulamamın sebebi de, çakışan ilkelerin zamanla güvenli bir ilişkiyi yürütebileceğini deneyimleme fırsatını sunması diyebilirim.