“İnsanın algısı nasılsa hayatı da o yöne doğru şekilleniyor”

10 Ağustos 2018

Ofisin hikayesine geçmeden önce sizi tanıyabilir miyiz? Mimarlıktan önce restorasyon ve iç mimarlık eğitimi de almışsınız. 

Evet, mimari eğitimin farklı dallarını deneyimleyebildiğim bir eğitim hayatım oldu. Aynı şey profesyonel hayatımda da devam etti. Yıldız Teknik Üniversitesi Restorasyon’dan mezun olduktan sonra, bir yıl iç mimarlık okudum. Ondan sonra Yeditepe Üniversitesi Mimarlık bölümüne girdim. Arada tasarım bursuyla Pratt’e gittim ve dönüşte Yeditepe’den mezun oldum. Üniversiteye çok erken yaşta başladığım için bütün bunları bitirdiğimde dahi oldukça gençtim. Mezun olduktan sonra Türkiye’de çok az çalıştım. Lübnan’a gittiğimde bu çeşitlilik orada da devam etti. Belki de insanın algısı nasılsa hayatı da o yöne doğru şekilleniyor. İş hayatımda hep yurtdışı işler  ve yabancı işverenler ağırlıkta oldu.

Şu anda da öyle sanırım.

Evet, ofisteki işlerin yüzde 60’ı yurtdışındaki işverenlerle ilgili. Ama bunlar sadece yurtdışı projeleri değil, aynı zamanda yabancı işverenlerin Türkiye’deki projelerini de yapıyoruz.

"Kendi ofisimde de liberallik ve özgürlük anlamında en az bu kadarını yapabilmeyi diledim"

Lübnan’a gitmenize ne vesile olmuştu?

Bir tatil. New York’ta okumuş, Avrupa’ya tatil gibi vesilelerle gitmiş  biri olarak Doğu’yu hep çok merak ediyordum. Lübnan’a hem arkadaş ziyareti hem tatil vesilesiyle gittiğimde, bu tatili takip eden bir yıl boyunca neredeyse radyo yayını yaptım. Ben insanın istediği şeyi yapabildiğine inanıyorum. Yani bunu çağırdığına, ister kainat ister başka bir etmen diyelim onu oraya doğru yönlendirdiğine eminim. Restorasyon okuduğum dönemde Nevzat Sayın’ın ofisinde staj yapmıştım. Çizim pratiğim onun sayesinde çok gelişmiştir. Nevzat’a Lübnan’a gitmek istediğimi söylediğimde, orada bağlantısı olan bir arkadaşı olduğundan bahsetti. O arkadaş da Gökhan Karakuş. Gökhan’a portfolyomu gönderdim, o da Nabil Gholam’a göndedi, ki hakikaten o döneme ve o yaşa göre  sağlam bir portfolyom vardı. Nabil iki ay içinde geri döndü. Nabil Gholam Architects’in gördüğüm en liberal ofis olduğunu söyleyebilirim. Ben oradayken, 2005 yılında ofis 60 kişinin üzerindeydi ve o nüfusta dahi tasarım, mimarlık kültürü ve insan ilişkileri olarak müthiş bir sistem kurulmuştu ve bu sistem kurumsallığı da geri plana atmıyordu. Oradan ayrılırken, kendi ofisimde de liberallik ve özgürlük anlamında en az bu kadarını yapabilmeyi diledim. Bunu büyük oranda başarabildiğimizi düşünüyorum.

Doğu’nun rahatlığına rağmen sistematik bir yapı kurmuşlar...

Aslında Lübnanlılar hiç öyle değil. Çok kozmopolit bir toplum. Fransızlar sadece kırk yıl kalarak bütün hizmet sektörünü hizaya getirmiş. Bunun iyi bir karışım olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarımın çoğu Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT)’dendi, az bir kısmı da AUB ’dendi. Çok iyi bir ortamda bana çok iyi bir görev verildi. Pratt’e de tasarım bursuyla gittiğim için Nabil beni, tasarım şefi Richard’ın yardımcısı yaptı. Richard ve ekibi ofisin tüm tasarım işlerini üstlenir. Bugün de hala aynısı geçerli..

Orada ne kadar kaldınız?

Yaklaşık bir buçuk yıl. Genç yaşımda çok önemli bir şansa sahip oldum. Nabil bana bu şansı verdi ama ben de bunu iyi değerlendirebildiğimi düşünüyorum ki hâlâ ilişkimiz devam ediyor.

"Lübnan'ın antenleri çok dışa dönük"

Nabil Gholam Architects’in liberal bir ofis olduğunu söylediniz, bunun dışında nasıl bir yapıya sahipti? Kurucusunun Columbia’da okuduğunu ve MIT’li arkadaşlarınız olduğunu belirttiniz. Sizden başka yabancı çalışanı var mıydı?

Gelip gidenler oluyordu ama benim kadar çok kalan yoktu. İnternet sitesinde hâlâ ismim vardır. Beyrut çok küçük bir kent. Lübnan’ın toplam nüfusu dört milyon iken, Brezilya’da 13 milyon Lübnanlı yaşıyor. Dolayısıyla antenleri çok dışa dönük. Az önce bahsettiğimiz göçlerin de böyle bir getirisi var, dışarıya çok dönükler. Dubai projelerinde ve şu an Katar’da yapımı süren Doha Oasis projesinde çalışma fırsatım oldu. Ben oradayken devlet başkanı Refik Hariri öldürüldü. Çok sevimsiz bir dönemdi. Karışıklıklar devam ettiği için bir süre sonra Türkiye’ye dönmek zorunda kaldım, burada bir ofis açmaya hiç niyetim ve ihtiyacım yoktu fakat bir şekilde olaylar dizisi böyle gelişti :)


Kurucu Görkem Volkan ile...
GVDS Tasarım Ekibi ile...
GVDS Stajyerleri ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :