“Restoran ve AVM’ler çözüm alternatiflerini hızlıca sıralayabildiğimiz bir alan”

10 Ağustos 2018

Az önce Grill Polonez’den bahsetmiştik. İlk şubeden itibaren sizinle mi çalıştılar? 

Grill Polonez ve Brasserie Polonez olmak üzere iki ayrı konsept var. Grill’lerde bütün konsept bize ait. Palladium Tower Ataşehir ve Vadistanbul’un ardından şimdi Çiftçi Towers’ta yeni bir şube açılacak. Brasserie Polonez’lerde ise başka bir tasarımcıyla çalışılıyordu. Sonra Vadistanbul’daki Brasserie projesi için bize başvurdular. Restoran ve AVM’ler bizim sorunsuz yapabildiğimiz projeler. Sorunu belirleyip olası çözüm alternatiflerini hızlıca sıralayabildiğimiz bir alan. Bu proje de öyleydi. Dolayısıyla iki aylık bir zamanda tüm konsepti ve uygulama projelerini bitirebildik. İşverene hiç zaman kaybettirmedik. Böylece Vadistanbul’da iki restoranımız oldu. Hilltown’da açılacak şubenin ardından aksiyonlara devam edecekler.

Grill Polonez, VadistanbulGrill Polonez, Vadistanbul

"İşverenle aranızdaki kan uyumu çok önemli"

Marka kimliği açısından da aynı tasarımcıyla çalışmaları verimli bir yöntem olmuş.

İşverenle aranızdaki kan uyumu çok önemli. Aynı frekansta olmak çok büyük lüks. Bu illa ki aynı dünya görüşüne sahip olacağınız anlamına gelmiyor. Önemli olan aynı niyette birleşebilmek, aynı yere doğru bakmak. O başka türlü bakabilir, siz başka türlü bakabilirsiniz ama aynı yere bakıyorsanız yani projenin bittiği gün aynı şeyi hayal ediyorsanız bu çok önemli. Açıkçası bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Nasıl ki Watergarden’da Mehmet Ziylan’ın vizyonerliği bizi çok önemli imkanlara kavuşturduysa, Grill Polonez ve Brasserie Polonez’lerde de Onur Tahincioğlu’nun rolü yadsınamaz. Algılayış şekli o kadar eşsiz, önümüze açtığı yollar o kadar çeşitli ve keyifli ki onunla çalışmış olmak benim için büyük şanstı. Mimar ve işveren arasında hep çekişmeli bir durumdan bahsedilir, biz o tür şeyleri çok yaşamıyoruz. Belki durumu o noktaya getirmediğim, herhangi bir gerginlik olmasına izin vermediğim için de bu böyle. Çünkü karşınızdaki çok ekstrem bir karakter değilse bir anlaşma yolu mutlaka bulunur.

Mimarlığın iletişim dilinden bahsederken, şunu da ekleyebiliriz. Düşüncelerle anlaşmamız zor, yani bir insana düşüncemizi kabul ettirmek, ona bunu anlatmak zor. Çünkü vizörü ne kadarsa o kadarını alacaktır. Ama hisler konusunda daha kolay anlaşabiliriz. Örneğin, limon yediğin zaman ne hissettiğini anlarım. Ama limonu sarı gördüğünü düşünüyorsan, aynı sarıyı gördüğüm konusunda emin olamam. Dolayısıyla insanlarla anlaşma dili olarak galiba hisleri kullanmayı tercih ediyorum. Öncelikle o insanın bir şeye evet ya da hayır dediğinde ya da ayak dirediğinde neden bunu yaptığını anlamaya çalışıyorum. Çünkü nedeni bulursam çözümü de bulurum.

O aşamada size görsellerle geliyorlar mı ya da kendilerini nasıl ifade ediyorlar?

Tabi, geliyorlar. Görsel iletişim o kadar arttı ki ben bile ofiste çocuklara “şuna benzeyen bir şey olsun” diyebiliyorum. Bunun sebebi de sözel iletişim gücümüzün gerçekten çok azalmış olması. Genelde çok az özel ev projesi yaparız ama şu anda Dragos’ta yapımı tamamlanmakta olan bir ev projemiz var. Evin sahibesi çok düzenli bir insan, sonradan yakın arkadaşım da oldu. İlk başta bana bir dosyayla geldi ve evimin böyle olmasını istiyorum dedi. Peki ama bana şunu söyleyin; bu evin içinde gezerken siz ne hissediyorsunuz, yani bunlar size ne hissettiriyor? Size bunun aynısını yapmam, yapamayabilirim de çünkü bir şeyi taklit etmek zordur aslında. Ama o hissi yaşatabilirim. Dolayısıyla siz bana bunları söyleyin dedim ve şu anki evi ne onun istediği gibi bir ev, ne en başta benim yapmak istediğim gibi bir ev. Ama ikimizin ortak evi. Ben o evi yapmaktan memnunum o da o evin içinde olmaktan memnun. Benim için önemli olan kısmı da bu galiba.

 


Kurucu Görkem Volkan ile...
GVDS Tasarım Ekibi ile...
GVDS Stajyerleri ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :