“Kendine özgü kamu yapıları için yarışmalar teşvik edilmeli”

05 Mayıs 2011

Yarışma dışında elde ettiğiniz projelerden de biraz bahsedebilir misiniz?

ÖSB: Sahan restoran grubunun hem Bağdat Caddesi'ndeki küçük şubesini hem de Gaziantep'teki şubesini tasarladık. Alcatel için yönetim ve fabrika yapısı yaptık. Şu anda Türkmenistan'da 700 odalı bir otel inşa ediyoruz. Öncesinde Tuphol'de bir gaz beton fabrikası inşa ettik. Bunların dışında Ümraniye'de 70 konutluk iki kule yaptık. Ayrıca yakın dönemde yaptığımız iç mekan tasarımları var.

Devam eden projelerimiz arasında konut, restoran, büyük ve orta ölçekli otel, kültür merkezi, iş merkezi, belediye binası gibi çeşitli skalalarda projeler yer alıyor. Dolayısıyla şu anda yarışma odaklı olduğumuz pek söylenemez.


Alcatel Yönetim ve Fabrika Binası

İşverenle kurduğunuz ilişki de farklılaşıyor doğal olarak…

ÖSB: İşler çok daha kolay yürüyor. Antalya Gazipaşa'daki kültür merkezi, seyir kulesi, restoran kompleksi işini aldıktan sonra aynı bölgede bir grup iş daha gündeme geldi. Karşılıklı anlama düzeyi müspet bir noktada olduğu zaman, bu durum yarışmadan bile daha eğlenceli bir sürece dönüşüyor. Tasarımınızı geliştiriyorsunuz, bunu bir gruba sunuyorsunuz, onun üzerinden bir eleştiri alıyorsunuz ve yolunuza devam ediyorsunuz. O binanın yapılacak olduğunu bilmek çok güzel bir motivasyon. Gece gündüz onun üzerine kafa yoruyorsunuz.

Diğerinde ise kesin bir durum yok…

ÖSB: Tabi onun daha farklı bir heyecanı var. Bu olumsuz konjonktürün yavaş yavaş değişeceğine inanıyorum. Yarışma ile ne kadar çok yapı yapılırsa o kadar yarışma açılacaktır.

OB: Günün birinde tip proje anlayışının Türkiye gündeminden tümüyle kalkacağını hayal ediyorum. Neredeyse tüm kamu yapıları yalnızca garip bir ekonomi yaklaşımı gözetilerek böyle yapılıyor. Yapılacak olan bina, Türkiye'nin neresinde olursa olsun, çevresiyle ilişkisi gözetilmeden getirilip oraya dikiliyor. Oysa yarışma yoluyla elde edilse daha kendine özgü mekanlar oluşabilecek. Birçok mimar için de iş anlamında başka açılımlar sağlanabilecek. Meslek odalarının bunu önemli bir mücadele alanı olarak görmesinde yarar var.
 
Sizce Oda bu süreçte pasif mi kalıyor?

OB: Elbette bu rahatsızlık onların da gündeminde ama daha etkin yollar bularak bu yaklaşımı ortadan kaldırmak gerekir. Her yer için o yere özgü bir plan üretmek durumundasınız. Yarışmalara katılmak bile bu anlamda sosyal bir sorumluluk ve katkıdır. Çünkü seçilecek projelerin sayısı ne kadar fazlaysa karşı tarafa o kadar çok alternatif sunmuş oluyorsunuz. Son zamanlarda yarışma müessesesine olan ilgi de bunu ortaya koyuyor.

 


Ö. Selçuk Baz ve Okan Bal ile disiplinlerarası saadet üzerine
Yalın Mimarlık Ekibi
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :