Yarışmaların uygulamaya dönüşüp dönüşmeyeceği önceden kendini belli ediyor mu?
ÖSB: Ankara merkezli yarışmaların uygulanacağına kesin gözüyle bakabilirsiniz. Ama dikkat ettiyseniz bu tür yarışmalara, bürokratik nedenlerden ötürü çok yüksek talep olmuyor.
OB: Belediyeler iş verme yöntemi olarak yarışmayı pek yeğlemiyorlar. Çünkü jüriye bir iş tanımı yapıp, o jürinin o iş tanımını katılımcılara en iyi şekilde aktarması bekleniyor. Belediyenin genellikle danışman olarak katkı sağladığı jüri süreci, onların açısından istenilen etkinlikte gerçekleşmediği için, ortaya çıkan proje de çok benimsenmiyor.
Bir de belediyeler yarışmayı uzun süreli bir "baş ağrısı" olarak görüyorlar. Konuya; "Bizim Ahmet, Mehmet varken neden uğraşayım? Süreç içerisinde beğenmediğim yerleri bir şekilde düzenletebilirim. Hem çok daha ucuza mal olur, hem de daha kısa sürede halledebilirim" şeklinde yaklaşıyorlar.
Türkiye pratiğini incelediğimizde bu değerlendirme çok da yanlış değil. Ama bunu yaparken de, bu konuda çok daha farklı perspektifler sunabilecek insanların görüşlerini almadan süreci tamamlamış oluyorlar. Yarı kamusal alanlar ya da belediyeye ve hazineye ait mülkler üzerinde yapılan binalar arasında beni etkileyebilen yapı sayısı o kadar az ki…
Aslında ortaya çıkan yapılar bir anlamda o belediyenin prestiji… Kentler arası rekabetin arttığı bir dönemde herkes kendini daha iyi bir şekilde göstermek istiyor. Bu anlamda yarışmaların önemi daha da ön plana çıkıyor.
OB: Her kentin başka dinamikleri var. Guggenheim Müzesi'nin Bilbao'ya ve kentteki turizm hareketlerine katkısı göz ardı edilemez. Avrupa ve Amerika'da da bunun gibi pek çok örnek var.
ÖSB: Kendini gösterme çabası bazen çok tehlikeli bir şeye dönüşebiliyor. Çünkü bunun nasıl yapılacağıyla ilgili bir kontrol mekanizması yok ve iyi bir şey yapmak herkese göre değişen bir durum.
Ama sonuçta, mimarlık dünyasında iyi bir şey yapmanın çok da spekülatif bir şey olmadığını düşünüyorum. Birbirinden çok farklı düşünen mimarları da bir araya getirseniz, size Gökkafes'in iyi bir yapı olduğunu söylemeyeceklerdir. Mimari nitelikleri ne kadar iyi de olsa Sapphire'in kentsel anlamda yaptıklarıyla ilgili birçok meslektaşımın olumlu bir şey söyleyebileceğinden şüpheliyim.
OB: Burada kentsel rantların paylaşımındaki adaletsizlik de insanları rahatsız eden bir unsur. Mimarisi muhteşem olabilir ama altında böyle bir adaletsizliği barındırıyorsa, o zaman bunu çok da kolay beğenemiyorsunuz.