Düsseldorf'ta bir tren istasyonu.
ETH mezunusunuz. Kariyeriniz boyunca, Avrupa'nın bu en önemli mimarlık okullarından birinde eğitim görmüş olmanın ne gibi avantajlarını yaşadınız? ETH sizin yapılı çevreye olan bakışınızı nasıl değiştirdi?Sadece yapılı çevreye olan değil de, bütün çevreye bakışımı –ETH değil- oradaki hocalar değiştirdi. Berlin'de de, Milano'da da fikirlerine önem verdiğim insanlar vardı. Aynı şeyi İstanbul için de söyleyebilirim. Bir Cengiz Bektaş'tan, bir İhsan Bılgin'den, bir Ahmet Eyüce'den öğrendiğim çok şeyler var.
1995 yılında Neuss'ta Eckehardt Wienstroer ile ortak pratiğinizi kurdunuz. Wienstroer ile nasıl tanıştınız ve kendinize ait bir ofis açma fikri nasıl gerçeğe dönüştü?
Almanya'da ofis açabilmek için iki sene tecrübe edinme zorunluluğu var. Bu süreci ben Düsseldorf'ta bir mimarlık ofisinde geçirdim ve bugünkü ortağım ile de orada tanıştım. Beraber yarışmalara katılmayı kafamıza koymuştuk ve bu şekilde 1993 senesinde başladık. Akşamları, mutfak masalarında yani…
Düsseldorf'ta bir tren istasyonu.
Mimarlar genellikle potansiyel büyük projelere yakın durmak için büyük kentlerde ofis açmayı tercih ederler. Sizin pratiğinizi, daha orta ölçekli kentlerde konuşlanarak sürdürmenizdeki temel tercih nedenleri nelerdir?Biz Ruhr bölgesine yakın Ren yöresinde kurduk ofisimizi… Ofisimizin olduğu Neuss yakınında Düsseldorf, Essen, Köln, Aachen, Wuppertal ve Dortmund gibi şehirler yer alıyor.
Neuss – Düsseldorf mesafesi ise 10 kilometre… Saydığım şehirlerden en uzağı olan Aachen da 60 kilometre… Yani Kadıköy - Büyükçekmece arasındaki mesafe gibi! Yolu kilometre olarak değil de, yolda geçirdiğimiz zamanla ölçecek olursak ise Kadıköy'den Beşiktaş'a gidene kadar (15 kilometre) ben Neuss'taki ofisimden Aachen'a rahatlıkla giderim. Bu şekilde kentlerimizdeki ulaşım sorununa değinmeden geçemedim gördüğünüz gibi…
Ofisiniz bir "mimarlık ve kent planlama" ofisi… Almanya'daki kent planlama dinamiklerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye'den bu anlamda çok daha gelişmiş ve bilgi üretmiş bir coğrafyada tasarlıyor olmak, kent planlama anlayışına bakışınızı ne şekillerde etkiliyor?
Batı coğrafyasının çok daha gelişmiş ve bilgi üretmiş bir coğrafya olduğundan emin değilim. Kent planlama anlayışına bakışımı ne kadar Berlin, Milano veya New York etkilemişse, o kadar da İstanbul, İsfahan, Ankara ve Adana etkilemiştir.