Sizin Terminal ile ilgili kurduğunuz ve hedeflerinizi, amaçlarınızı tanımladığınız bazı tümceler gözümüze çarpıyor: "Tasarım üssü olmak", "tasarım sürecinde bir başlangıç noktası teşkil etmek"… Bize bu ifadeleri açıklayabilir misiniz? Nedir "tasarım sürecinin başlangıç noktası"?Yeni bir öneri getirebilmek için önce var olandan haberdar olmak lazım. Hem kullanılabilecek malzemeler hem de imkanlar anlamında… Bir tasarımcı ya da kendi kişisel mekanını gerçekleştirecek kişinin, bu bilgiye kolayca ulaşabilmesi önemli. Yeni malzemelere ulaşabilmesi önemli. Bu malzemeler farklı ihtiyaçları bir dil birliği ile karşılayabiliyorsa, farklı kombinasyonlar da oluşturabilirsiniz. İhtiyaçlar bellidir; raflar vardır, portmanto ve dolaplar vardır, mobilya vardır. Bütün bu mekan ihtiyaçlarını –eğer elinizde bir takım altyapı sistemleri varsa- hem tasarımcı olarak hem tüketici olarak farklı yorumlama şansınız da var demektir. Bu yüzden buradaki çözüm araçları ve bizim de onlara vereceğimiz yönlendirme ile doğru şeyler yapılabiliyor.
Yani bir anlamda hem müşterinin hem de tasarımcının buraya gelip, burada sizin sergilediğiniz, uyguladığınız ve kullandığınız malzemeleri, sistemleri görüp onlar üzerinden tasarımsal sürecini ya da isteklerini gözden geçirmesini mi sağlıyorsunuz?
Gözden geçirmek ve bizim orada kuracağımız diyalog… Çünkü bazen iletişim kurduğumuz insan bir ürünün peşine düşüp de kendini sınırlandırmış olabiliyor. O noktada biz de, farklı noktalara işaret edebiliyoruz. Derdi iyi anladığımız zaman çok daha iyi bir yönlendirme yapabiliyoruz. Bu nedenle burada sadece ürünün varlığından değil, onun arkasındaki bizlerin onu kullandırma tecrübesinden, o ürünün başka alanlardaki kullanım örneklerini gösterme şansımızdan bahsetmeliyiz. Bu sayede Terminal çok iyi bir başlangıç noktası oluyor.
"Çözüm ortaklığı" derken bahsettiğiniz de, tam olarak bu süreç mi?
Birçok ürünümüz, bitmiş ürünler değil. Biz burada somut olarak bir koltuk, masa, sandalye den söz etmiyoruz. Bizim yaptığımız ürünler, ortaya koyabileceğimiz örneklerin versiyonları. Onların neler olduğuna dair ipucunu vermek de, o tasarım sürecinin başlangıcı… Bunlar için bazı özel yazılımlarımız var. O modüler oyuncaklar ile nereye kadar gidilebileceğini ve uygulanmış örnekleri gösteren çok geniş bir kütüphanemiz var. Burada basit bir örnek daha, binamızın dışındaki yangın merdiveni olarak gösterilebilir. Ama o merdiven de, bizim modüler sistemimiz ile uygulanmıştır.
Ama elinizdeki malzemeyi görünce ilk akla gelen, onu bir yangın merdivenine dönüştürmek değil.
Değil tabi… Biz yangın merdiveni yapan bir firma değiliz. Yangın merdiveni bitmiş bir üründür. Ama bu, bizim "yapabiliriz" öngörümüz ile kimliklendirme gibi farklı fonksiyonları da karşılayabilen bir örnek.
Peki şunu söylemek çok iddialı olur mu? Her yeni proje ile elinizdeki malzemeyi yeniden keşfetme şansına mı nail oluyorsunuz?
Eldeki malzemeyi yeniden keşfetmek diye bir şey pek yok. Özellikle uzun süredir kullandığımız elemanları artık iyi tanıyoruz. Ama evet, sistemin olanaklarını, onunla yapabileceğimiz şeyleri düşünebilmek, yeniden yeni şeyler olabileceğini hissetmek heyecan verici. Yani, günün birinde PON sergileme sistemi ile bir uçak yapabilmeyi çok isterdim.
Yani mekan sistemlerinin bu denli uçsuz bucaksız bir üretim mecrası olduğuna inanıyorsunuz.
Uğraştığımız alanın aracı, modüler sistemler, tanımlı, sürprizsiz bir yolun başlangıcı. Yeter ki biraz olsun elinizdeki malzemeyi tanıyın; onun statik, teknik olarak çalışabilirliği konusunda sınırlarınızı bilin. Ondan sonra yapmanız gereken tek şey onu kişiselleştirmek; onun modülasyondan gelen rutinini sizin tasarımcı kaliteniz ile çeşitlendirmek.