Uysalkan Mimarlık kurulurken başka bir ortağınız var mıydı?
Hayır, ilk etapta şahıs şirketi olarak kuruldu. Hatta limitet şirkete dönüşmemizin çok ilginç bir hikayesi var. O dönemde Ukrayna'ya marketler yapıyorduk. Bunun dışında her an imzalanıp hayata geçirilmesi muhtemel birkaç otel projemiz vardı. Derken Fenerbahçe Ataşehir Kapalı Spor Salonu projesi gündeme geldi. Başkan Aziz Yıldırım'a sunum yapılacaktı ancak eldeki proje çok hamdı ve sunuma sadece 20 gün kalmıştı. Benimse o zaman ne ismim var ne cismim. Mecidiyeköy'de bir ofiste çalışıp duruyorum. Bir arkadaşımız stadyum projesini hayata geçirecek olan şirkete iş yapıyordu. Konunun ilgilerine; "Çok yetenekli bir arkadaşım var, bunun altından kalkabilir" demiş. Sonuçta teklif geldi ve 15 gün içinde bir proje hazırladık. Sunumda iyi tepkiler aldık ve hemen ön imar projesini hazırlamamız istendi. İş ciddiye binince, şahıs şirketini limitete çevirelim dedik. Aksi takdirde altından kalkamayacaktık.
Ataşehir Fenerbahçe Spor Salonu ön projesi
Viyana'dan yakın arkadaşım İbrahim Çelepöven'e ortaklık teklif ettim. İstanbul'da büyük bir mimarlık ofisinde çalışıyordu ve sunum projesini geliştirirken yardımını almıştım. Şirketi kurduk, Kuzguncuk'ta bir yer bulup yerleştik. Bu arada birkaç değişik iş daha aldık. Sonra kriz patlak verdi, işler beklediğimiz gibi yürümedi. Özellikle Kazakistan'da başladığımız iki önemli proje parasını dahi alamadan sona erdi.
Sonra bir Alman grubuna burada yapacakları alışveriş merkezleri için ön projeler hazırladık. Tam inşaata girişiliyordu ki kriz büyüyünce Almanlar ülkelerine geri döndüler. Biraz stresli bir dönem yaşadık, "işleyiş anlayışımız da ayrıldığına göre yola kendi başımıza devam edelim" dedik ve Uysalkan Mimarlık bu sefer limited şirket olarak yoluna devam etti.